• $32,3916
  • 35,0762
  • 2326.71
  • 9138.22
5 Aralık 2020 Cumartesi 07:00 | Son Güncelleme:

Çocuğunuza arkadaş değil ‘baba' olun!

Çocuğunuza arkadaş değil ‘baba' olun!
- GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

“Çocuğun arkadaşları kendi yaşıtları olmalıdır, ebeveynleri değil. Baba ile çocuk arasında sevgi, saygı ve güvenin olduğu hiyerarşik bir yapı olmalı.” diyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Doktoru Şirin Seçkin, modern babalık anlayışının çocuğun güven duygusunu beslemediğine dikkat çekiyor.

Günümüz insanı ebeveynlik konusunda gelenek ve modern bakış arasında gerilim yaşıyor. Özellikle babalık konusunda ya çocukla mesafeli ve sadece kural koyan bir baba modeli ya da ‘arkadaşlık’ eden modern baba yaklaşımı tercih ediliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Doktoru Şirin Seçkin ile Adli Tıp Uzmanı – Psikanalist Prof. Gökhan Oral’ın babalık üzerine birlikte kaleme aldığı “Bana Hazır mısın Baba” adlı kitap ebeveynliğe ait bütün sorumluluğu kadına yükleyen ve babayı bu ilişkinin dışında tutan arızalı tutuma karşı ailede ‘baba’ figürünün nasıl olması gerektiğine dikkat çekiyor. Kitabın yazarlarından Uzm.Dr. Şirin Seçkin ile doğru baba modeli ve bunun çocuk gelişimine etkisini konuştuk.

BABANIN KİŞİLİK YAPISI ÖNEMLİ 

Geleneksel toplum yapısında ‘babalık’ çocukla mesafeli olmayı gerektiriyor. Bu durum baba çocuk ilişkisinde nasıl hasarlara yol açıyor?

Geleneksel düzende büyüyen çocuk babadan oldukça çekiniyor ve yakın bir ilişki kurmakta zorlanıyor. Bu durum, çocuğun birçok açıdan kendini eksik hissetmesine sebep oluyor. Özgüven eksikliği, yeterince sevilmeme, değersizlik duygusu gibi. Tabii burada babanın kişilik yapısı da önemli. Ruh sağlığı yerinde, kişilik yapısı oturmuş bir baba geleneksel düzende de çocuğuyla yakın bir ilişki kurup onunla empati yapabiliyor ve çocuğunun sağlığından, esenliğinden, eğitiminden sosyal çevresine kadar pek çok sorunu ile ilgileniyor.

Mesafeli bir ortamda büyüyen çocuklarda büyük oranda özgüven eksikliği, terkedilmişlik duygusu, çaresizlik ve yalnızlık görülür. Böyle yetişen çocuklar ileri yaşlarında kendi başarı düzeylerini hiçbir zaman beğenmezler, bir şeyleri başarsalar dahi bu başarı hiçbir zaman yeterli gelmez. Diğer taraftan böyle bir ortamda büyüyen çocuk, ileri zamanlarda kendi evinde de benzer bir modeli sürdürmeye eğilimli olur. Eşi ve çocuklarıyla, büyüdüğü ortamdaki gibi bir iletişim kurar. Özetle; korkulan, çekinilen, rahatsız edilmemesi gereken bir baba modeli, çocuğun tüm hayatında birçok olumsuz etkiye sebep olur.

Modern ebeveynlik ilişkilerinde de gelenekselin tam tersi babalar çocuklarıyla ‘arkadaş’ olarak iletişim kurma yoluna gidiyorlar. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çocuğun arkadaşları kendi yaşıtları olmalıdır, ebeveynleri değil. Baba ile çocuk arasında sevgi, saygı ve güvenin olduğu hiyerarşik bir yapı olmalı. Baba tamamen arkadaş gibi davrandığında çocuğuna yol gösteremez, gerektiğinde kural koyamaz, sınırları çizemez, dolayısıyla birçok şeyi öğretmekte zorlanır. Arkadaşlık çok yatay bir ilişki biçimidir ve çocuğun ruhsal sağlığı açısından da böyle bir arkadaşlığa hiç ihtiyacı yoktur. Çocuğun, kendisini topluma hazırlayan, yol gösteren, yanlış yaptığında bunu düzeltebilen her durumda arkasında olduğunu hissettiren, güveneceği bir babaya ihtiyacı vardır.

En sağlıklı baba-çocuk ilişkisi hangi dengeler gözetilerek kurulmalı?

Sevgi, saygı, samimiyet ve yakınlığın olduğu bir ilişki kurulmalı. Ancak bu hisler ve ilişki dengeli olmalı. Baba bir yandan çocuğa yol gösterici, kural koyucu, sınır çizici olurken aynı zamanda da çocuğuyla keyifli vakit geçiren, oyun oynayan, onu dış sosyal hayata hazırlayan bir baba olmalı. Yani eğlence ve eğitimin bir arada olduğu bir ilişki dengesini iyi kurmalı. Ayrıca babanın çocuğuna güven verebilmesi de oldukça önemlidir. Çocuğun “başıma bir şey gelirse babama giderim, bir sorun olursa babam çözer, babam beni korur” hissine ve bu güvene özellikle belirli bir yaşa kadar ihtiyacı vardır.

CESARET İSTEYEN İŞLERDE BABA DEVREYE GİRER

Çocuk büyütmekle ilgili bütün görev ve sorumlulukların anneye yüklenmesi aile yapısını nasıl etkiliyor?

Çocuk büyürken hem anneye hem de babaya eşit oranda ihtiyacı vardır. Hem ruhsal ve fiziksel gelişimi, hem de topluma hazırlanması, esenliği ve kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi için. Genellikle anne duygusal güvenliği verirken yani şefkat, sevgi, yakınlık, baba daha çok çocuğun dış dünyaya hazırlanmasına ve sosyal gelişimine katkı sağlar. Çocuğun eğitimi, ileride hangi mesleği seçeceği gibi önemli konular babanın sorumluluk alanındadır. Annenin yetişemediği yerde, özellikle dış dünyada, örneğin bisiklete binmeden, hangi sporu yapacağı gibi daha cesaret gerektiren konularda baba risk alabildiği için çocuğu daha fazla teşvik eder ve çocuğun hayata adapte olmasını kolaylaştırır. Bu konular anneye bırakılırsa, anne daha koruyucu olduğu için, çocuğun başına bir şey gelmesin diye bunları yapmasına izin vermeyebilir ya da geciktirebilir. Özellikle bu açıdan bakıldığında çocuğun büyürken mutlaka bir erkek modele ihtiyacı vardır. Çocuk içselleştirebileceği birçok özelliği baba modelinden alır.

GÜNÜMÜZ DÜZENİ İNSANLARIN ÇOK HIZLI YAŞAMASINA YOL AÇTI

Özellikle boşanan ailelerde erkekler haftasonu ebeveynliği ile çocuklarıyla iletişimlerini sürdürmeye çalışıyor. Bu şekilde part-time babalık mümkün müdür?

Hayatında babanın hiç yer almamasındansa haftasonları babayla vakit geçirmek, çocuk açısından tabii ki olumludur. Bunu kesinlikle engellememek özellikle de teşvik etmek gerekir. Hatta annenin bu konuda yeri geldiğinde fedakarlık yaparak, örneğin baba haftasonu almadığında alttan alarak durumu büyütmemesi, ‘haftaya alırsın’ diyerek, mümkün olduğu kadar babayı çocuğun hayatının içinde tutması gerekir. Haftasonu geçirilen ilişki bile çocuk için oldukça önemlidir. Haftasonu babalığı, hiç babanın olmamasındansa, nispeten sağlıklı bir modeldir. Ancak tabi bu esnada babanın çocuğuna vakit ayırması, onun isteklerine ve ilgi alanlarına yönelik programlar yapması, güzel, yakın ve hoş vakit geçirebilecekleri ortamlar yaratması koşuluyla.

“Baba işlevinin yokluğu, çocuğun sağlık ve esenlik içinde büyümesini de sekteye uğrattı.” diyorsunuz. Babalar neden ve nasıl bu kadar ailenin dışında ve işlevsiz hale geldi?

Sadece babanın çalışıp eve ekmek getirdiği bir aile düzeninde kapitalist sistemin rekabetçi koşullarının da baskısıyla baba vaktinin büyük çoğunluğunu ev dışında çalışarak ve para kazanarak geçiriyor. Eve geldiği zaman ne kendisine ne de çocuklarına ayırabilecek vakti ve enerjisi kalıyor. Maalesef günümüz düzeni insanların çok hızlı yaşamasına, evde de bilgisayar, laptop ve cep telefonlarıyla halen iş yapıyor olmalarına yol açtı. Böyle olunca da babalar işin verdiği yorgunlukla ‘ben nasılsa kendi sorumluluklarımı yerine getiriyorum, çok çalışıyorum’ diye düşünüp ailesini ve çocuklarını ihmal edebiliyor. Diğer yandan da birçok baba bunu mazeret olarak kullanıyor. İşten arta kalan vakitlerini daha çok kendi hobilerine, kendi arkadaşlarıyla sosyalleşmeye ve farklı konulara ayırıyor. ‘Biz gerekli düzeni, evi ve şartları sağlıyoruz, çocuklar bir şekilde nasılsa büyüyor, bundan daha fazlasına gerek yok’ diye düşünüyorlar ama aslında bu doğru değil. Daha önce de belirttiğim gibi çocuk babayla ne kadar çok vakit geçirirse ileride hem ruh sağlığı, hem esenliği o kadar kuvvetli olur. 

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı
Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!
Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi