• $32,3776
  • 34,9824
  • 2325.57
  • 9079.97
31 Temmuz 2021 Cumartesi 07:00 | Son Güncelleme:

Beynin cinsiyeti olur mu?

Beynin cinsiyeti olur mu"
- DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

Bilim dünyası, beynin bazı fonksiyonlar açısından farklılık taşıyan özelliklerini, hangi cinsiyette daha yüksek oranda bulunuyorsa ona göre sınıflıyor. Aslında beynin bir cinsiyeti yoktur. Bu konuda negatif anlamda kadın beynine yapılan ayrımcılık yüzyıllarca sürdü. Bugün de sona erdiğini söylemek zor.

Kadın beyni, erkek beyni diye bir ayrım yapabilir miyiz, kadınların ve erkeklerin düşünce biçimi gerçekten farklı mı, eğer öyleyse beyinlerimizin işleyişinde ne gibi farklılıklar var? Bu konuda kapsamlı bir kitap hazırlığı içerisindeyim. Bu tür sorulara yapılan çalışmalar eşliğinde yanıt vermeye çalışacağım. Çok kabaca giriş yapmam gerekirse, her beynin hem erkek beyni hem de kadın beyni özelliklerinden belli bir oranda taşıdığını söylemek daha doğru olur.

Beyin kişinin imzası gibidir, kişiye özeldir. Bilim dünyası, beynin bazı fonksiyonlar açısından farklılık taşıyan özelliklerini, hangi cinsiyette daha yüksek oranda bulunuyorsa ona göre sınıflıyor. Örneğin kadın beyni genel anlamda iletişim konusunda erkek beyninden daha başarılıyken, bu konuda kadın beyni özelliği taşıyan birçok erkek de var. Özetle aslında beynin bir cinsiyeti yoktur. Bu konuda negatif anlamda kadın beynine yapılan ayrımcılık yüzyıllarca sürmüştür. Bugün biraz tarihçeden bahsetmek istiyorum.

BİLİM, BİR DÖNEM ATAERKİL İNANIŞLARI ONAY İÇİN KULLANILDI

17-18. yüzyılda kadının sosyal, entelektüel ve duygusal anlamda her zaman erkekten aşağıda olduğu bir genel kabuldü. 19-20. yüzyılda bu düşünce kadının anneliği ve eşliğinin öne çıkarılması, diğer alanlarda yine aşağılanması ile devam etti. Mesaj netti: kadının zihinsel kapasitesi, toplum içerisindeki yeri erkeklerden mutlak farklıydı.

20. yüzyılın ortalarında beyin görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ile çalışmalar yapılmaya başlandı ama çalışmalar sadece daha önceki inanışları onaylamak ve farkları daha çok vurgulamak için tasarlandı. Çalışmaları yapanlar da yine erkeklerdi. Daha sonra bu durum psikolog Cordelia Fine tarafından nöroseksizm olarak adlandırıldı. Aynı şekilde kadın beyni konusundaki spekülasyonlar da Gina Rippon tarafından neuro-trash (nöro-çöp) olarak adlandırıldı.

17. yüzyılda şaşırtıcı bir şekilde bir filozof, çağının çok ötesinde bir iddiada bulundu. Francois Poullain de la Barre, kadın ve erkek beyninin eşit olduğunu, birinin diğerinden üstün olmadığını savundu. Ve bu konuda çalışmalar yaptı. 'Aklın cinsiyeti yoktur' savını savundu. Yapılan anatomik çalışmalarda kadın ve erkek beyni arasında bir fark olmadığını, kadınlara eşit eğitim hakkı tanındığında bilimde de matematikte de başarılı olabileceklerini anlatmaya çalıştı. Fakat beklendiği üzere onu dinleyen pek olmadı. İlk önceleri beyin boyutu ile bu üstünlüğü göstermeye çalıştılar. Erkek beyni ortalama 1330, kadın beyni 1200 gramdır. Fakat daha sonra beyin/vücut oranı en yüksek canlılardan olan Chihuahua köpek paradoxu gibi örneklerin gözlemlenmesiyle bu önermeden vazgeçildi.

KADIN BEYNİ KONUSUNDA ÖNYARGILAR DEVAM EDİYOR

1886'da İngiliz Tıp Birliği Başkanı William Withers Moore "yüksek eğitimli kadın tehlikesi" şeklinde şaka gibi bir uyarıda bile bulunmuştur. Yüksek eğitimli kadınların üreme sisteminin etkileneceğini, cinsiyetsiz ve evlenilemez olacaklarını, bu rahatsızlığın adının "Anorexia Scholastica" olduğunu açıklayacak kadar ileri gitmiştir. Hatta birçok konuda çığır açan çalışmalarıyla bildiğimiz Darwin bile The Descent of Man isimli kitabında oldukça talihsiz bir açıklama olarak değerlendirebileceğimiz şu satırları yazmıştır: 'Kadın ve erkek türünün entelektüel gücü arasındaki temel fark; erkeklerin her alanda daha yüksek başarısı ile gösterilmiştir. Bu işler derin düşünme, mantık, hayal gücü veya ellerin ve duyuların kullanımını gerektirebilir.' Günümüzde her ne kadar ayrımcı olarak damgalanmaktan korkulduğu için bu kadar cesur açıklamalar yapılmasa da, bu konuda alınan yolun hâlâ bir arpa boyu olduğunu düşünüyorum. Her gün televizyonda kadın beynini aşağılayan bir sürü erkek görebilirsiniz. Bu konuda Türkçe yazılmış kitap sayısı çok sınırlı, yazanlar da erkek nörobilimciler. Bu nedenle kadın-erkek beyni konusunda bir kadın nörobilimci olarak daha fazla yazmam gerektiğini, bu konuda sorumluluğum olduğunu düşünüyorum.

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür