• $32,341
  • 35,1964
  • 2246.59
  • 8718.11
14 Ekim 2012 Pazar 11:54 | Son Güncelleme:

İslamofobi de Nazizm gibi ölecek

İslamofobi de Nazizm gibi ölecek

Satır arası...Aşağıda söyleşisini okuyacağınız Prof. Dr. Philip Clayton Amerika'da oldukça tanınan bir felsefeci ve ilahiyatçı. Ateist bir ailede büyüyüp, önce köktendinci Hıristiyanlık'a kayan, sonra daha ılımlı versiyonunda karar kılan Prof. Clayton, Yale Üniversitesi'nde felsefe ve ilahiyat doktoraları yapmış. Bugüne kadar başta Harvard ve Yale Üniversiteleri olmak üzere dünyanın önde gelen okullarında dersler ve seminerler vermiş, 30'dan fazla kitaba imza atmış. Şu anda California'daki Claremont School of Theology'nin Dekanı ve Claremont Lincoln Universitesi'nin de rektörü. Clayton, onursal başkanlığını Fethullah Gülen'in yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın davetlisi olarak Türkiye'ye geldi. Kendisini bu söyleşiye konuk edense üniversitesinin iki yıl önce dünyada bir ilke imza atarak, İbrahimi dinlere mensup din adamlarını aynı çatı altında yetiştirmeye başlamış olması. Clayton, dünya basının da ilgisini çeken proje için 'İslamafobi'ye karşı önemli bir mücadele' diyor. Geçen ay 'Müslümanların Masumiyeti' filmi ve Fransa'da yayınlanan Hz. Muhammed karikatürleri nedeniyle Ortadoğu'da ABD'nin Libya Büyükelçisi'nin öldürülmesine varan protestoları hatırlayınca Hıristiyan bir ilahiyatçının bu mücadelesi daha da önem kazanıyor.


İslamofobi Nazizm gibi ölmeye mahkum
Dünyada ilk kez Hıristiyan, Müslüman ve Yahudilere beraber dini eğitim veren Claremont Lincoln Üniversitesi'nin rektörü Prof. Dr. Philip Clayton: 'İslamofobi ABD toplumunun küçük bir bölümünü oluşturan köktendincilerin geçmişte yaşayabilmek için geliştirdikleri bir konsept ve Nazi ideolojisi gibi ölmeye mahkum'

Şenay YILDIZ/ senay.yildiz@aksam.com.tr

ABD'li ilahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Philip Clayton din, muhafazakarlık, modernite ve İslomafobi gibi pek çok konuda AKŞAM'ın sorularını yanıtladı: 

- Modernite hepimizin hayatını ve alışkanlıklarını kökünden değiştirdi. Peki, insanların dinle ilişkilerini nasıl etkiledi sizce?
Modernite geleneksel dinlerin bugüne kadar karşılaştıkları en büyük dönüm noktası. Bence üç aşama var: Birincisi, modernite öncesi dönem. Decartes'ten önceki, Ortaçağ döneminde din tüm bilgilerin kaynağıydı. İkincisi modern dönem. Modern dünyada bilim her türlü bilginin kaynağı oldu, modernist düşünce bilimi bilginin tek kaynağı yaptı. Fakat şimdi post modern aşama olarak niteleyebileceğim üçüncü bir aşamaya kayıyoruz. Post modernite bilim adamlarının, laiklerin ve dindar kişilerin tavırlarında, düşünme biçimlerinde birtakım değişiklikler gerektiriyor. Bilim dünyadaki tek bilgi kaynağı değil; din de neyin doğru olduğu konusunda tek otorite değil. Post modern kadın ve erkeğin artık kendimizi ruhani olarak tanımlayabileceğimiz yeni bir yolun yükselmekte olduğunu görmesi gerekiyor.

WEB 2.0'A GEÇTİK
- Nasıl bir yol bu?
Mesela ben inançlı bir Hıristiyan'ım. Ama İncil'in bir bilim veya tarih kitabı olduğuna inananlardan değilim. Bilim ve dinin veya Hıristiyanlığın beraber olabileceğine ve olması gerektiğine inanıyorum. Neden Hıristiyanlık pratiği dünya hakkında bilgilerle, bilimle tümüyle uyumlu olmasın? Eğer bir Allah varsa ve varlığı bir kitapla biliniyorsa, bu Allah dünyayı yaratmasıyla da bilinebilir. Neden Allah'ın sadece tek bir yolla bulunabileceğini düşünüyoruz? Bence, ABD'de giderek daha fazla Hıristiyan dinlerinin bilimle örtüşebileceği fikrine katılıyorlar. Bilim karşıtı Hıristiyanların sayısı giderek azalıyor. 

- Böyle akılcı bir yol egemense niye başka dinlere tahammülsüzlük veya İslamafobi artıyor ABD'de?
Bu grubun sayısı daha az ama daha radikal, daha köktendinciler ve yaptıkları daha çok dikkat çekiyor. Ve bu köktendinci grup Hz. Muhammed'i aşağılayan filmler üretiyor, bu grup İslamofobi'nin sorumlusu. Bu, bilim karşıtı ve dünyadaki diğer tüm diğer dinlere karşı çıkan bir grup ve bunların bir bütün olarak moderniteye de karşı olduklarını söyleyebilirim. ABD'de dinin değişen yüzüyle ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor ama İslam dünyasında sadece köktendinci Hıristiyanlarıyla biliniyor. Bence bu son derece trajik! 

- ABD'deki Hıristiyanlarla ilgili bahsettiğiniz bu değişim teknolojiyle ilgili olabilir mi?
Evet. ABD'deki gençler din algılarındaki değişimi web 1.0 ve web 2.0 analojisiyle açıklıyor. Web 1.0 1991'den önceki web ortamını temsil ediyor. O zaman bir web sayfasına gider, oradaki statik içeriği okurdunuz. Kiliseler de işte aynen böyleydi, insanlar pasif bir şekilde sandalyelerinde oturup eve giderdi. Web 2.0 ise statik değil, dinamik. Mesela Facebook'ta sadece okumuyorsunuz, yorum yazıyor, fotoğraf yayınlıyor, beğenebiliyorsunuz veya bir blog okuyunca yanıt yazabilirsiniz. Yani web 2.0 ziyaretçileri tarafından oluşturuluyor.  İşte özellikle genç Amerikalılar dini web 2.0 gibi yaşıyorlar. Kiliselerde oturuş şekillerinin değiştiğini, insanların papazları dinlemek yerine sorulara yanıtlar verdiklerini görebilirsiniz. Bu dinin çok farklı yaklaşımı. Bu tarz bir yaklaşım diyaloğa çok daha açık ve bu yaklaşım dinle, Müslümanlar ve Yahudilerle, laiklikle iletişim kurabilir. 

- Muhafazakarlıkla din arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?
Muhafazakar İngilizce'de geçmişi muhafaza etmek demek. Bu web 1.0 algısı. Yani
tüm yapacağınız geçmişi oturup yazmak ve ezberlemek. Bu kökten dincilerin yorumu. Onlar Hıristiyanlığı yüzyıllar önceki halinde tutabilmek için mücadele ediyorlar. Muhafazakar Hıristiyanlar bilimi, laik dünyayı ve moderniteyi ve diğer dinleri reddediyorlar. Müslümanlar bu insanları inkar politikalarıyla, İslam'ın varlığını, Kuran'ın güzelliğini reddetmeleriyle tanıyorlar.

2 FARKLI PARADİGMA 

- Ortadoğu'yu karıştıran Müslümanların Masumiyeti filmi de bunun gibi bir örnek mi?
Evet, film de böyle bir örnek. Benim için bu filmin İslamiyet hakkında hiçbir şey bilmeyen, asla hiç gerçek Müslüman'la konuşmamış, Kuran'ı hiç okumamış birisi tarafından yapıldığı çok net.  Muhtemelen bunu yapan, etrafındaki farklı dinlerin varlığı nedeniyle kendi dinini tehdit altında hisseden bir köktendinci. Bu acıtmak için yapılmış bir film ve bu amaca da ulaştı. Köktendinciler sadece kendi küçük duvarlarının içini görebiliyorlar. Ama bu dinlerini web 2.0 modeliyle yaşayan dindarları yansıtmıyor.

- Oyuncuların 'kandırıldık' açıklamalarını bir kenara koyarsak, siz böyle bir filmin yapılıp yayınlanmasını düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında mı görüyorsunuz? Yoksa Batılı ülkeler bu tarz girişimleri engellemeye çalışmalı mı?
İlk bakışta burada iki farklı paradigma olduğu görülüyor. Arap-Müslüman paradigmasına göre Hz. Peygamber'in kutsallığı her şeyi domine ediyor ve Peygamber'i aşağılayan her şey şeytani bir nitelikte. Kuzey Avrupa ve ABD paradigmasında ise konuşma özgürlüğü önde geliyor ve söyledikleriniz iyi, kötü, berbat gibi sıfatlarla tanımlanıyor. Konuşma özgürlüğünün bu kadar net ve serbest olduğu kültürlerde pek çok aptal, aşağılayıcı şey duyuyorsunuz ve günlük yaşantınızda böyle şeylere alışıyorsunuz. Ama beni endişelendiren, bu dünya görüşlerinin çatışması. Bu anlamda neredeyse bir medeniyet çatışması durumu var. Fakat bunu burada bırakmak istemiyorum. Aslında medeniyet çatışması dediğimiz şey bir tarafında kırmızı, diğer tarafında yeşil boya olan bir bez parçasına benziyor. Giderek bu renkler birbirine karışıyor. 

- Ne olacak peki sonunda?
Bence 10-15 yılda internet 'de facto' olarak tüm dünyada konuşma özgürlüğünün yayılmasını hızlandıracak. Böylece -İslam coğrafyası da dahil-günlük yaşantınızda böyle saçmalıklar görmeye alışacak ve bir süre sonra tepki vermeyeceksiniz. Bununla dünyanın Batılılaşmasını kastetmiyorum. Tüm dünyanın Batılılaşması bir tür kolonicilik ve bunu şiddetle reddediyorum. Post modern paradigma farklılıkların birliğinden geçiyor; Batılılaşmaktan değil. Gelecek gezegenin homojenleşmesiyle değil; farklılıkların tanınmasıyla kurulacak.

20 YIL ÖMÜR BİÇİYORUM
- İslamofobi'nin geleceğini nasıl görüyorsunuz bu çerçevede?
İslamofobi ABD toplumunun küçük bir bölümünü oluşturan köktendincilerin geçmişte yaşayabilmek için geliştirdikleri bir konsept ve ölmeye mahkum. Nasıl bu kadar eminim? Nazilere bir bakın. Nazi ideolojisi öldüğü gibi İslamofobi de ölecek. Bugün Neo-Naziler var mı? Evet, bugün dünyada Neo-Naziler var ama bu yüzyılın belirleyici akımı değil. 20 yıl içinde bu küçük köktendinci Hıristiyan grup iyice etkinliğini yitirecek ve İslamofobi Nazi ideolojisi gibi ölecek.

DİN VE BİLİM SAVAŞI YOK
- Pek çok kişi için din ve bilim zıt konseptler. Siz bu ikisi arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?
Bu iki kavram tarih boyunca hep birbirlerine karşıt değillerdi. Tarihin büyük bölümünde bilim ve dünyadaki pek çok din birbirleriyle entegreydi. Modern çağda bir noktada bu ayrılık büyüdü ve neredeyse bir savaşa dönüştü. Bu savaş algısı sadece bilim ve dinin amacı aynı olursa geçerli olabilir. Ama aslında ikisinin amacı birbirinden çok farklı. Bilimin amacı etrafımızdaki dünya ile ilgili sağlam bilgiler toplamak, dinin amacı ise ölüm, dünyadaki varlığımız gibi konularda yaşamı daha anlamlı yapmak. Böylece hayatımızdaki parçalar daha anlamlı oluyor. Her ikisinin birbiriyle çelişmesi için hiçbir gerekçe yok.

İNCİL BİLİMSEL KİTAP DEĞİL 
- İnsanların varoluşu, evrenin oluşumu gibi konularda ikisi arasında bir savaş durumu var gibi. Mesela Darwin. Siz nasıl görüyorsunuz?
Savaş durumu görünümü büyüdü çünkü dindar kişiler dinlerini bilim yapmaya çalıştı. Bilim adamları da dinin yapması gerekenleri yapmaya ve bilimi dinin önüne geçirmeye çalıştı. Ama buna bir son verirsek, bir uzlaşmazlıktan bahsetmemize gerek kalmaz. Mesela Hıristiyanlar Eski Ahit'te (İncil) Allah'ın dünyayı 6 günde nasıl yarattığını, hangi aşamalardan geçtiğini okuyorlar. Bunu okuduktan sonra 'Bu dünyanın bilimsel tanımlaması ve herhangi bir biyolojik tanımlamanın yerine geçer' derlerse bir uzlaşmazlık söz konusu olur. Ama eğer 'Bu dünyanın oluşumuza dair dini inançları tanımlıyor. Buna göre dünyanın gelişiminin arkasında bir Allah var' derse olmaz. Böylece, bilim adamlarının da 'Dünyayı bilimsel araçlarla tanımlıyorum. Burada bir Allah var mı yok mu bilmiyorum. Bu bilimsel bir soru değil' demelerinin önü açılır. Bu şekilde farkı tanımlarsanız, ikisi arasında bir savaş olmak zorunda değil. Ama Hıristiyan kötendinciler diğer alternatifi seçti ve İncil'in bilim veya tarihte herhangi bir hatası olmadığını söylüyorlar. Tabii İncil'i bir bilimsel kitap olarak görmeye başlarsanız, ortada bir çatışma olur. 

- Hıristiyan köktendincilerden tehdit alıyor musunuz bu söylediklerinizden dolayı?
Bazen 'Cehenneme gideceksin' mesajları alıyorum. Ama şu ana kadar ölüm tehdidi almadım. Umarım bundan sonra da almam.

Ateist bir ailede büyüdüm
- Anladığım kadarıyla ateist bir ailede büyümüşsünüz... Sizin için dini keşfetmeye iten faktör neydi?
Evet, sağlam bir ateist olarak yetiştirildim. Benim babam çok radikal, aşırı ateist bir kişiydi. 14 yaşımdayken, 'hayata dair daha fazlası olmalı' diye düşündüm. Ve hayatın bu yönü benim büyüdüğüm ateist dünyada açıklanmıyordu. Bu nedenle benim kültürümde var olan Hıristiyanlık kültürüne yönümü döndüm. İlk başta oldukça muhafazakar, kökten dinci Hıristiyanlıkla ilgilendim. Fakat daha sonra diğer dinleri dışlayan veya daha üstün olduğunu düşünen Hıristiyanlık'ın çok negatif olduğuna karar verdim ve din ve bilim ilişkisiyle ilgilendim. Sonunda, dünyadaki tüm dinler bugün benim bulunduğum noktaya gelmemi sağladı.

Türkiye'den öğrenci istiyoruz
- T ürkiye'de ne amaçla bulunuyorsunuz?
Türkiye'deki üniversiteler ve dini çevrelerle görüşmeye geldim. Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilere bir arada eğitim veren bir üniversitenin dekanı olarak amacım, çeşitli Türk üniversiteleriyle konuşup, bu modelle ilgilenip ilgilenmediklerini anlamak. Biz anladık ki, sadece Hıristiyanları kendi başlarına bir okulda eğitmek doğru değil.  Çünkü onlara izole şekilde dini eğitim verdiğimiz sürece, mezuniyet sonrasında izole kiliseler yaratacaklar ve diğer dinleri anlamayacaklar. ABD'deki İslamofobi sorununun Hıristiyanları izole bir şekilde yetiştirmekle de ilgili olduğunu düşünüyoruz. Türkiye çok önemli bir ülke ve buradan da öğrencilerimiz olsun istiyoruz.   

- İslamofobi'yle nasıl bir ilişkisi var tüm bunların?
Lincoln Üniversitesi'nde geleceğin dini liderlerini çok dinli bir dünyada yaşamak üzere yetiştiriyoruz. İlk başta kendi dinlerini, ikinci aşamadaysa nasıl arkadaş olacaklarını öğreniyorlar. 2010'da Time dergisi bunu 'Dünyada ilk kez imamlar, Yahudi ve papazlarla beraber eğitim alıyor' diye duyurmuştu. Bu çok önemli çünkü aynı ortamda eğitim alınca, başka şeyler konuşuyor, birbirinizi öğreniyorsunuz.  Üniversite sonrasında hepimizin geleceği için ortak çalışmalara imza atabilirler. İslamofobi'nin aynı sınıfta birbirlerinin gözleri içine bakarak, saatlerce konuşulduktan sonra aşıldığını gördüm. Eğer köktendinci muhafazakarlık ideolojisini bu denklemden çekerseniz, gerçekten arkadaşlık başlayabilir. Bu nedenle iyimserim gelecekle ilgili.
 

Murat Kurum'dan Ekrem İmamoğlu'nun 'engellendik' iddialarına sert çıkış: 'Madem yaptırmadık 7 milyar dolar nerede'
Murat Kurum'dan Ekrem İmamoğlu'nun 'engellendik' iddialarına sert çıkış: 'Madem yaptırmadık 7 milyar dolar nerede'

Murat Kurum'dan Ekrem İmamoğlu'nun 'engellendik' iddialarına sert çıkış: 'Madem yaptırmadık 7 milyar dolar nerede'

İsrail ve Hamas heyetleri Katar'da! Aynı otelde kalıp ateşkesi görüşecekler
İsrail ve Hamas heyetleri Katar'da! Aynı otelde kalıp ateşkesi görüşecekler

İsrail ve Hamas heyetleri Katar'da! Aynı otelde kalıp ateşkesi görüşecekler

'Şüpheli' sıfatıyla çağırıldı! Canan Kaftancıoğlu 'para sayma' soruşturmasında ifade verecek
'Şüpheli' sıfatıyla çağırıldı! Canan Kaftancıoğlu 'para sayma' soruşturmasında ifade verecek

'Şüpheli' sıfatıyla çağırıldı! Canan Kaftancıoğlu 'para sayma' soruşturmasında ifade verecek