Soğuk Savaş sonrasındaki dönemde müttefiklik kavramı henüz demini yakalayabilmiş değil. Hiyerarşik ilişkilerin sona ermesi, Rusya’nın geri çekilmesi, orta güçlerin zemin kazanması, bölgesel kaosun derinleşmesi, uluslararası sistemin aşınması müttefiklik kavramının içini doldurmada birçok zorluk oluşturdu. Bu sebeptendir ki kısa dönemli pragmatik ihtiyaçlara cevap verecek ittifaklar kuruldu. Konjonktür değişince ittifakların tabiatı değişti, miadı doldu.
Türkiye-İsrail arasında 90’ların ortasından itibaren gelişen ilişkiler buna çarpıcı örneklerden birisiydi. Türkiye, güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasında özellikle PKK ile mücadelesinde ihtiyaç duyduğu askeri ekipmana ulaşmasında sorunlar çıkaran ABD sebebiyle İsrail ile ilişkilerini geliştirdi. Tabii ki dönemin askeri bürokrasisinin ideolojik eğilimi de bunda büyük rol oynadı. İsrail bölgede Arap olmayan bir müttefik buldu, Türkiye ise parasıyla birçok askeri ekipmana satmaya hazır ve ABD nezdinde lobi yapacak bir ortak buldu. Bu ittifakın ortaya çıkmasında ABD’nin ironik rolünü de göz ardı etmeyelim. Yakınlaşma ABD’nin Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamamakta direnmesi sebebiyle mümkün oldu. Fakat ABD de bu yakınlaşmadan oldukça memnundu.
Sanki benzer bir durum şu günlerde de yaşanmakta. İran konusunda Körfez ülkelerinin ABD’den büyük beklentileri var ya da vardı. Hatta bir askeri operasyon dahi bu beklentiler içerisinde yer almaktaydı. Zira Körfez son zamanlarda İran’ın operasyonlarından da anlaşılacağı üzere İran’dan doğrudan bir tehdit algılıyor. ABD ise bu tehdide karşı yaptırım yolunu tercih ediyor. Şimdiye kadar Körfez’in beklentilerini karşılamaktan çok uzak. Hatta BAE’nin Yemen’den çekilme kararı ve İran’la görüşmelere başlaması, artık ABD’den umudunu kestiğinin de bir göstergesi. Körfez’den “güvenilecek müttefik çeşitlendirmesi” minvalinde yazılar çıkmaya bile başladı. Adres ise İsrail.
ABD Körfez’in beklentilerinin karşılanmaması sebebiyle İsrail’i bir güvenlik sağlayıcısı olarak görmesine gayet sıcak bakıyor. Diğer bir deyişle bu ülkeleri İsrail’e muhtaç bırakıyor, yakınlaştırıyor.
İsrail de Filistin meselesinde bu aktörlerin desteğini alma karşılığında bu aktörlere birtakım güvenlik desteği vermeye hazır gibi görünüyor. ABD ve İsrail tabiri caizse bölgede müttefik paylaşımı yapıyor.