Futbol hayatımın 19 senesini onunla yaşadım. Lefter askerliğini yapmış, gelmiş Fener'de oynuyordu. Ben de G.Saray'da oynuyordum. Lefter'le karşılıklı rakip olduk. Bir gün benim yanıma gelip, 'Turgay sen çok iyi kaleci olacaksın' demişti. O üst düzeyde futbol oynarken ben de G.Saray kalesine kadar yükseldim.
Her F.Bahçe-G.Saray maçında 'Turgay bugün sizi yeneceğiz' der, uğur yapar saçlarımı okşardı. O zaman saçlarımız uzundu. Kendisine gittim ziyaretin mümkün olmadığını söylediler. Son defa göremedim kendisini ama hala onu içimde ve hayalimde yaşatıyorum. Ben yaşadığım sürece o da benimle birlikte yaşayacak.
Çok iyi futbolcu çok iyi bir insan, çok iyi bir dost, çok iyi bir arkadaştı. Yardımsever ve her zaman arkadaşlarının yanında olmak isteyen bir dosttu.
Allah hepimize bir zaman veriyor ve ne yazık ki aramızdan ayrıldı. Bu sıra herkese gelecek. Ailesini sevgiyle yanaklarından öpüyorum. Hepsinin başı sağolsun, Lefter'in de toprağı bol olsun.
Beni ta yüreğimden vurdu bu akşam.
LEFTER'LE İKİ ANIMIZ
Futbolu bıraktıktan sonra çok fazla görüşemedik ama şimdi onun eksikliğini daha çok hissedeceğim. Ada'ya giderdim eskilerden konuşurduk:
Berlin'deki maçta çok gol atmak istemişti. Recep ona güzel bir pas verdi. O da kaleciyi çalımlayıp topu kaleye gönderdi ve dönüp koşmaya başladı. Ama Olimpiyat Stadı'nda bir tümsek varmış top oraya çarpıp direğe çarptı ve kalecinin kucağına gitti. Müjdat abi dedi ki, 'Lefter biz buradan mağlup ayrılırsak soyunma odasına gelme!' Ama biz orada 2-1 kazandık. Maçtan sonra İtalyan hakem yanına gelip, 'Bravo Turco!' dedi bunu hiç unutamam.
Lefter bir defa Yunanistan maçında 2-1 kazandığımız maç var, galibiyet golünü atan Lefter. Bu galibyet golünü attıktan sonra orada ne kadar kötülendi, biliyor musunuz ama o asla Türk'lüğünden vazgeçmedi.