ÖSS tercih dönemi sona eriyor. Öğrenciler tercihlerini bitirdiler, tercih ofislerine gelenler sadece listelerini son kez kontrol ettirmek istiyor. Kararsızlar var ama oldukça az. Onlar da istedikleri kadar puan alamadıktan için karar vermeye çalışıyorlar. Ama hedeflediği yere puanı yetmeyenlere hep söylediğim bir şeyi tekrar söylemek istiyorum: Kesinlikle hedefiniz için mücadele etmelisiniz. Bir yıl daha hazırlanmak sizin için büyük bir kayıp değil ama hayatınız boyunca istemediğiniz bir mesleği yapmak sizi mutsuz edebilir. Geçenlerde bir araştırma gördüm oldukça ilginç, insanlar yaşamlarının 60 bin ila 80 bin saatini işyerinde geçiriyormuş. Yani Türkçesi eşinizden çok çalışma arkadaşınızla zaman geçiriyorsunuz, işinizi sevmediğinizi bir düşünün, çok mutsuz olacağınız kesin. Zaten ülkemiz de mutsuz çalışanlar ülkesi değil mi? Bence tekrar deneme gücünü toplamalısınız. Daha iyi sonuç elde etmek için her şey sizin lehinize. Lehinize olan en önemli faktör de yeni sınav sistemi.
Yeni sınav sistemi çok anlatıldı, söylendi.
Ben size yeni sistemde avantajlarınızı aktarmak istiyorum. Yeni sınav sisteminin en güzel tarafı, örneğin hukuk istiyorsanız yapmanız gereken dersler farklı, iktisat istiyorsanız farklı. Eski sistemde bir Türkçe-matematik öğrencisinin sınavı kazanabilmesi için fen derslerini de, tarih dersini de yapması gerekiyordu. Oysa yeni sistemde bir TM öğrencisinin matematik, geometri, edebiyat, Türkçe ve coğrafya yapması yeterli olacaktır. Bir de kazanmak istediği programa göre bu derslere çalışma oranını da farklılaştırabiliyor. Örneğin tıp fakültesi kazanmak isteyen aday için biyoloji %15 etkili iken, mühendislik kazanmak isteyen aday için biyoloji %5 etkili.
Yani hangi dersi seviyorsanız ona daha çok çalışıp onunla ilgili bir bölüm seçebilirsiniz.
Üstelik AOBP etkisi ortalamada %9'a geriledi bu da bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor.
Yeni sistemde kuşkusuz en önemli değişiklik çapraz testler dediğimiz testlerdeki değişimdir. Örneğin, fen bilimleri için Türkçe ve sosyal bilimler, Türkçe matematik için tarih, felsefe ve fen bilimlerinin etkisinin çok düşük seviyeye çekilmesidir.
Şu yorumu rahatlıkla yapabiliriz. 2009ÖSS'de bir öğrencinin tıp fakültesi kazanabilmek için fen bilimlerinin tamamını, matematik grubunun tamamını, Türkçe testini ve sosyal bilimler testinden en az 25 soru yapması gerekirken, yeni sistemde tıp kazanmak için, matematik grubunun tamamını, fen bilimlerini ve biraz da Türkçe yapması yeterlidir. Aynı şekilde bir Türkçe matematik öğrencisi eski sistemde hukuk fakültesi kazanmak için matematik, Türkçe, edebiyata ek olarak, fen bilimleri, tarih ve felsefe sorularını yapması gerekiyordu. Oysa şimdi hukuk fakültesi kazanabilmek için Türkçe, edebiyat, matematik, geometri ve coğrafya yapması yeterli olacaktır. Gördüğünüz gibi yeni sistem oldukça esnek ve öğrencinin başarısına göre şekillenebiliyor.
Şimdi size düşen karar vermek, sevdiğiniz ve başarılı olduğunuz derslere göre sınava hazırlanma stratejinizi belirlemektir. Dün finans uzmanı Ömer Yücel'le sohbet ederken yeni sistemle ilgili çok güzel bir yorum yaptı. Onu da sizinle paylaşmak istiyorum, "eski sistemde öğrenci sisteme göre şekilleniyordu. Yeni sistemde sistem öğrenciye göre şekil alıyor. Keşke bende bu sistemle üniversiteye girseydim" dedi. Kendisi sınava tekrar girer mi bilemiyorum? Ama söylediği o kadar doğru ki, bütün sistemi tek cümle ile özetliyor.
Ben öğrenci olsaydım yeni sistemle keyifle üniversiteye hazırlanırdım...