Malum bugün günlerden 15 Temmuz.
Bu ülkenin, bu milletin tarihinde Çanakkale neyse 15 Temmuz da odur.
Nokta.
Aradan beş yıl geçti. Birileri bu süreçte 15 Temmuz'u itibarsızlaştırmak için çok uğraştı hâlâ da uğraşıyor. Zira aksini yapmaları onlar açısından kendilerini inkâr olurdu.
Onlar o gece 15 Temmuz işgal girişiminin başarılı olmasını arzuladılar. Darbenin şerefine kadeh kaldıran da vardı, 'sokağa çıkmasın kimse' diye yırtınan da. Kimi sela okuyan müezzinlere saldırdı, kimi işgale kalkışan teröristleri pencerelerden alkışladı.
Direnişi kırmak için çok uğraştılar lakin başaramadılar.
15 Temmuz bir işgal girişimiydi.
Arkasında derin ABD vardı.
Erdoğan da bu girişimin önündeki en büyük engeldi.
FETÖ'ye düşen bu engeli ortadan kaldırmaktı.
'Erdoğan şehit edilecek' böylece işgal girişimi başarıya ulaşmış olacaktı.
Sonrası malum!
Biden'ın Türk muhalif dostları o gece üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar. 15 Temmuz'a 'kontrollü darbe' diyenler beş gün sonra FETÖ'cüler tasfiye edilip tutuklanırken çılgına döndüler.
'20 Temmuz Darbesi' diye bir şey uydurdular. Gözümüzün içine baka baka FETÖ'cüleri aklamaya kalkıştılar. Kapatılan televizyonlarının, gazetelerinin, bankalarının, şirketlerinin önünde nöbet tuttular. Ama demokrasi meydanlarına hiç uğramadılar. Bugün de hâlâ aynı tavırlarını devam ettiriyorlar. Hem de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu öncülüğünde. Dahası bu hakikate rağmen Kılıçdaroğlu bugün hâlâ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu o partinin genel başkanı.
Şimdi de Türkiye'yi yönetmeye talip.
Peki, beyimiz o gece neredeydi?
Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde.
'CHP teşkilatlarına direnişe katılın' çağrısı yaptı mı?
Hayır!
Kendisinden böyle bir çağrı yapmasını isteyen Binali Yıldırım'a 'iyi de onların güvenliklerini kim sağlayacak' diye sordu?
Yazık!
Ülke işgale karşı savunulurken 'güvenlik' isteyen bir zihniyet sizce milli mücadele yıllarında, Çanakkale'de ne yapardı acep?
Ben diyeyim kaçar giderdi!
Kaçıp gitmeyenler, çıplak elleriyle direnenler kazandı. Kaçanlar ise şimdi bu destanı itibarsızlaştırmaya, kirletmeye çalışıyor. Mecburlar zira varlık sebepleri ortadan kalkar, silinip giderler.
Bilmiyorlar ki geç de olsa bir gün silinip gidecekler. Beyimiz o gece Atatürk Havalimanı'ndan elini kolunu sallayarak çıkıp gitti. İşgalcilerin tankları onun geçmesi için geri çekildi. Geceyi Bakırköy Belediye Başkanı'nın konutunda gizlenerek geçirdi. Panjurlar kapatıldı ve 'Erdoğan'ın şehadet haberi' beklendi.
O ara duş alındı, kıyafetler değiştirildi, kırmızı kravat takıldı.
Ama beklenen o haber bir türlü gelmedi.
Darbenin başarısız olacağı anlaşıldığı an piyasaya çıkıldı.
O gece bunlar yaşandı.
Evet, tam olarak bunlar.