Uğur Dündar, Başbakan Erdoğan’ın “Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var” şeklindeki çıkışından çok rahatsız olmuş!
Ama ne rahatsızlık!
Bu arkadaşlarda ezeli ve ebedi bir rahatsızlıktır bu. Söz konusu İsrail’i savunmak olunca, anında refleks geliştirirler.
Niyeyse?
Göze batmamak için de ne yapıp edip bir yol bulurlar.
Yılların usta gazetecisi o yolu bir paravan üzerinden bulmuş.
O da kim biliyor musunuz?
Ortalıkta düşünür diye gezinen, Irkçı-faşist, Müslüman düşmanı ve Siyonist olan Yahudi asıllı Fransız Bernard Levy!
Evet “şu” Levy.
Levy’nin küstahça açıklamalarını köşesine taşıyan Dündar, kendi düşüncelerini onun ağzından vererek “ucuz gazetecilik” yapıyor.
“Ben demiyorum ki, o diyor” diyecek.
Peki bizim “ulusalcı-milliyetçi” Uğur Dündar’ı mest eden Levy’nin açıklamalarında neler var?
Ben sadece bir paragrafını yazayım, siz Uğur Dündar’ı tanıyın.
“Türkiye yalnızlaşıyor. Fakat bu yalnızlık Erdoğan’ın tercihi. Modernliğe sırtını dönerek, Kemalizmin getirilerini bozarak, (Ne getirmişse!) Ermeni sorununu inkar ederek yalnızlaştı Türkiye. (Burada muhtemelen Ermeni soykırımı diyor. Dündar yumuşatmış. Ama hiç şüphesiz ima ediyor. Dündar es geçmiş.) Ülkenizin tarihi açısından bakacak olursak bu büyük bir hata!
Levy’nin bu açıklamasından Uğur Dündar müthiş bir çıkarsamada bulunmuş.
Havalara uçuyor!
Onu da yazının sonunda sevinç çığlıklarıyla dile getiriyor.
Neymiş, Levy’nin açıklamalarına bakılırsa Erdoğan’ın adı çizilmiş.
Yani; Gezi’yle yapamadık, Levy’le yapacağız diyor!
Türkiye yalnızlaşıyor -muş!
Yeni moda bu.
“Türkiye yalnızlaşıyor” Bak sen!
Peki niye?
Mısır’daki, Suriye’deki, Filistin’deki katliamlara tepki veriyormuş. Dünyayı karşısına alıyormuş.
Hay aksi!
İnsanda bir parça utanma olur yahu!
2002’ye kadar siz değil miydiniz “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diyen.
Sonra bu hükümet “komşularla sıfır sorun” diye yola çıktığında siz değil miydiniz kıyameti koparan.
Ben oldum olası nefret etmişimdir şu Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur söyleminden. Ben size doğrusunu söyleyeyim.
“Küfür tek millettir”
Bu arada kafası karışıklar için de hatırlatalım; Türkiye yalnızlaşmıyor. Suriye’yi Esad, Mısır’ı Sisi, Suud’u Kral Abdullah zannedenler, yakında bu diktatörler devrildiğinde görecekler.
Az sabır. Ve son bir not!
"Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur" sözünden nefret ederim ama “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözü acayip hoşuma gider.
Devlet Bahçeli’ye dostça uyarı
Her fırsatta dile getirdim, bir kez daha söylüyorum. Devlet Bahçeli; Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren kritik zamanlarda sorumlu bir devlet adamı gibi davranmayı bilmiştir.
Bu hakkını da herkes teslim eder. Alkışlar.
Lakin Mısır meselesindeki son çıkışı akıllara ziyan!
Bahçeli diyor ki: “Mısır’da askeri darbe Nil’i kana bulamıştır. Bu olaylarda Mursi’nin de parmağı vardır. Başbakan Mursi’nin derdine düşmüştür ve Rabia işareti Başbakanın yeni hobisi olmuştur”
Sayın Bahçeli; olmadı!
Hem de hiç olmadı. Yavuz’un da, Fatih’in de, Kanuni’nin de kemikleri sızlar.
Danışmanlarınızın sizi yanılttığına inanmak istiyorum. Bu sözlerinize bir açıklık getireceğinizi umuyorum.
Bu sözler size ait olamaz! Şayet size ait ise ve bunda ısrarlıysanız, maneviyatçı tabanınız bundan ziyadesiyle rahatsız olur.
Dostça bir uyarı!
Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu “darbeci rüzgara” kapılmış, sonra da savrulup gitmişlerdi.
Partinizde gözünü koltuğunuza dikmiş olanlar var. Hadi kim bunlar size bir ipucu vereyim. Bu yazıya şiddetle tepki gösterecek olan “yakınınızdakine” dikkat edin.