27 Mayıs darbesinin yıldönümünde Kemal Bey partisinin grubunu toplamış konuşuyor.
Biliyorum, farkındayım, bir parça kaba olacak.
Bana da yakışmayacak, lakin başka kelime bulamıyorum.
Kusura bakmasın!
YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Kemal Bey’in gruptaki konuşması, kurgusu, seçtiği kelimeler ve kavramlar ziyadesiyle sinir bozucu!
Bunu da milyonlarca insanın gözünün içine baka baka yapıyor.
Keşke böyle yapmasa.
Mesela diyor ki:
“Toplumda kutuplaşma gerginlik olmasın diye çok hassas davranıyoruz”.
Ama öyle değil!
“Gezi olaylarında toplumda kutuplaşma olmasın diye çok hassas davrandık”.
Ama öyle değil.
“Biber gazını copları bizim milletvekillerimiz yedi. Neden? Vatandaşın çocuğu dövülmesin biber gazı yemesin diye”.
Ama öyle değil.
Senin milletvekillerin ortamı gerdi, eylemcileri kışkırttı, polise en ağır küfürleri etti, onlarca yalanı canlı yayınlarda, sosyal medyada paylaşarak sokakları karıştırdı.
Kemal Bey ya siz?
Yakıp yıkanları kutladınız, alınlarından öptünüz, çiçek çocuk ilan ettiniz.
Saymakla biter mi?
27 Mayıs’ın yıldönümünde “siyasilerin idam edilmesi yanlış” demekle yetindiniz.
Bir adım ötesine geçemediniz.
Onları asanları lanetleyemediniz.
“Diktatör” diyemediniz.
Çünkü CHP zihniyeti ve o gruptakilerin en az yüzde 99’u 27 Mayıs’ı alkışlıyor.
Darbe değil, devrim olarak görüyor.
Olmayan kazanımlarından söz ediyor.
27 Mayıs darbesini birkaç cümleyle geçiştirdiniz ama yaklaşık yarım saat boyunca Erdoğan’a “diktatör” dediniz.
CHP’de bu dil hiç değişmedi.
27 Mayıs öncesinde neyse, bugün de hâlâ aynı.
CHP medyasının dili de değişmedi.
İşte o güne ait birkaç manşet. “Polatkan’ın zimmetinde 4 milyon lira çıktı.”
Yalan!
“Cesetler, yem makinelerinde kıyılıp toz haline getirilmiş.”
Yalan!
Daha onlarcası var.
Mesela BBC’nin de dili hiç değişmedi.
O gün BBC radyosu "Buzhanelerden toplu halde cesetler çıktı" yalanını tedavüle sokmuştu.
Peki bugün ne yapıyor?
Farklı bir dil mi kullanıyor?
Alman medyası, İngiliz medyası, Amerikan medyası, İsrail medyası sizinle aynı dili kullanıyor.
Yahut siz onlarla aynı dili kullanıyorsunuz!
Bu devam ettikçe iktidar yüzü göremeyeceksiniz, bilesiniz.
Üçüncü havalimanına, Kuzey Irak’la yapılan enerji anlaşmasına, enerji santrallarına karşı çıkmaya devam ettikçe iktidar yüzü göremeyeceksiniz, bilesiniz.
Ülkenizi Merkel’e, Netanyahu’ya şikâyet ettikçe, Gauck’u alkışladıkça iktidar yüzü göremeyeceksiniz, bilesiniz.
Sokakları kışkırtıp, sağı solu yakıp yıktırdıkça iktidar yüzü göremeyeceksiniz, bilesiniz.
Tüm bunları samimiyetle söylüyorum.
Varsa projelerinizi anlatın.
Yoksa projeler yapın.
İktidarın yolu daha güzel bir Türkiye vaat etmekten geçiyor.
Bir de bu vaatleri hayata geçirebilecek vizyondan.
Ben söyleyeyim de.
Çok fazla sırıtan manşet!
“Cemevine ateş edeni gördük” diye manşet atmış.
Tırnak içine almamış bile.
Bilerek, isteyerek, tasarlayarak; taammüden.
Kışkırtıyor!
“İddialar dehşet verici”
diyor.
“Polis cemevine doğru dört el ateş etti” diyor.
“Yukarı değil, aşağı ateş etti” diyor.
Bu kışkırtmayı bilerek, isteyerek, tasarlayarak; taammüden yapıyor.
Bugün Gazetesi’nin dünkü manşeti maalesef böyleydi.
Çok fazla sırıtıyordu.