Partisinin İstanbul milletvekili, partisinin İstanbul İl Başkanı’na ‘FETÖ’cü’ diyor. Aynı partinin genel başkanı grup toplantısında konuyla ilgili tek cümle etmiyor yahut edemiyor. Dün bütün gözler İYİ Parti grup toplantısında Meral Akşener’in üzerindeydi. İl Başkanı Buğra Kavuncu’yu FETÖ’cü ilan eden Ümit Özdağ’a nasıl bir cevap verecek merak konusuydu.
Tek kelime etmedi. Ama habercilerden de kaçamadı. Toplantının ardından mikrofonlar güç bela Meral Hanım’la buluşturuldu.
Ümit Özdağ’ın açıklamalarıyla ilgili ne düşünüyordu, ne yapacaktı soruldu?
O da ‘Kavuncu’nun suç duyurusunda bulunacağını’ söylemekle yetindi. Bir de ‘parti içi demokrasiden, fikir özgürlüğünden’ bahsetti.
‘Bizim partide herkes korkmadan düşüncesini söyleyebilir’ demeye getirdi.
Hepsi bu!
Oysa Kavuncu’ya arka çıkan bir genel başkan Özdağ için de disiplin mekanizmasını harekete geçirmeliydi.
Benim ki de laf!
Aynı Meral Akşener kendisini FETÖ konusunda suçlayan Koray Aydın’ı sağ kolu yapmadı mı?
Yaptı.
Şimdi sıkı durun. Ümit Özdağ o programda bir şey daha söyledi. İYİ Parti’nin HDP’yle yakınlaştığına dikkat çekti.
Meral Hanım’a bu da soruldu. Az önce söz konusu FETÖ terör örgütü olduğunda ‘fikir özgürlüğünden’ dem vuran Meral Akşener konu PKK olunca panikledi.
Ümit Özdağ’ı öfkeyle hedef alan Akşener ‘büyük yalan, büyük yalancı’ dedi ve gitti.
İyi de Meral Hanım mademki Ümit Özdağ ‘büyük yalancı’ o halde niçin gereğini yapmıyorsunuz?
Buğra Kavuncu FETÖ’cü mü bilmem?
Değil de diyemem.
Amma İYİ Parti-HDP yakınlaşması hepimizin gözü önünde oluyor.
İnkâr hakikati örtemez. Ümit Özdağ bu konuda yerden göğe haklı.
Yeri gelmişken değinmeden geçmeyelim. Terörden tutuklu Selahattin Demirtaş’ın ‘Şiyar’ kod adlı terörist kardeşi Nurettin Demirtaş’tan dün tıpkı ağabeyi gibi ‘sokak savaşı’ çağrısı geldi.
Tıpkı Ali Babacan’ın Diyarbakır’da söylediği gibi ‘seçimler artık anlamını yitirmiştir’ demeye getirdi.
‘Legal siyasi zemine takılıp kalmanın anlamının olmadığını’ söyledi.
Sanırım Şiyar arkadaş(!) bu çıkışıyla Meral Hanım’ın kahvaltı masasında yerini ayırtmış oldu. Öyle değil mi Meral Hanım?
Ve son bir not.
Kemal Bey durduk yere erken seçim istemişti ya hani. Olayın perde arkasını öğrendim paylaşayım. CHP’li yurtsever dostum aradı, Kemal Bey’in bu çıkışının hikâyesini anlattı. Hem de kahkaha ata ata. CHP Genel Merkezi kendi tabanı üzerinde bir araştırma yaptırmış. CHP seçmenine ‘erken seçim istiyor musunuz’ diye sormuşlar? Onlar da ‘istiyoruz’ demiş. Hem de yüzde sekseni.
Araştırma sonuçları Kemal Bey’e iletilmiş. O da önüne arkasına bakmadan çıkıp ‘erken seçim çağrısı’ yapmış. Hepsi bu.
Güler misin ağlar mısın? Sanırım sonrasında kendisine ‘efendim bu talep partililerimize ait’ şeklinde izah etmişler.
Kaldı ki erken seçim isteyen parti böyle mi davranır? Yeri göğü inletir. Zaten Kemal Bey de artık ‘erken seçim’ lafını ağzına almıyor. Dahası var. Erken seçim isteyen CHP’nin oy oranı son anketlerde yüzde 17’lerde. İYİ Parti baraj altında, HDP darmadağın.
Anlayacağınız ‘Haline bakmaz Hasan Dağı’na oduna gider’ misali.