Milletimizin ilgi alanlarını genellikle diziler belirlemekte. Sık sık konu ettiğim üzere Muhteşem Yüzyıl ve sonrasında gelişen tarih merakımız gözden kaçacak gibi değil. Tamam, ilgi alanımıza sadece dizilerden dolayı tanıdığımız kişiler giriyor, ama olsun ona da şükür!
Çeşme seyahatimde karşılaştığım ve ağzımı kapatmakta zorluk çektiğim bir başka ilgi alanından bahsetmek isterim.
Bildiğiniz üzere 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' adlı dizi büyük beğeni toplayarak, iddialı TV yapımları arasında yerini aldı.
Hatırlarsanız Fatmagül'ün tecavüze uğradığı bölüm tartışmalara hatta polemiklere bile neden oldu.
Meğer dizinin o bölümleri Ildır'da çekilmiş.
Yerli turistin akınına uğrayan bu güzel balıkçı köyüne yolum düştü. Sıcaktan kan ter içinde gideceğim yeri bulmaya çalışırken, kahvenin önünde oturan yaşlı amcaya aradığım adresi sordum. Gayet makul ve sevecen bir edayla bana yardımcı olduktan hemen sonra 'Fatmagül'ün tecavüze uğradığı ağacı görmek istemez misin?' diye sordu...
Soruyu anlamam biraz zaman aldı. Hatta tedirgin bile oldum.
Uzun uzun dizinin burada çekildiğini, tecavüz sahnesinin bir ağacın altında gerçekleştiğini anlattıktan ve bendeki anlama emarelerini gördükten hemen sonra soruyu tekrarladı.
'O ağacı görmek ister misin?'...
'Hayır amca, ben deli miyim? Neden o ağacı görmek isteyeyim' cevabını aldığında ise şok geçirdi.
Nasıl bir insan evladı Ildır'a kadar gelip o meşhur tecavüz olayına karışmış ağacı es geçebilirdi...
Aramız bozuldu amcayla... Tuhaf buldu beni...
Benim de bu garip anıyı cebime koyup yoluma devam etmekten başka seçeneğim yoktu.
Sakın yemeden dönme!
HAZIR Ildır'dan konu açılmışken size bir öneride bulunmak isterim. Çeşme'ye hatta İzmir'e kadar gelip bu güzelliği yaşamadan gitmenizi istemem, bunu bilin...
Ildır'a gelmeden hemen önce, hayli bozuk yollardan geçtikten sonra ulaşabileceğiniz Ada Balık'tan bahsediyorum. Bir diğer adı da Fethi'nin Plajı.
Burası salaş ötesi bir yer.
Kumun içine gömülmüş masalar, lezzetli mezeler ve her şeyden etkileyici konumu. Güneş batımını orada yaşamak ömrünüzü uzatabilir, inanın.
Sadece Tanju Okan şarkılarının çalındığı bu 'köy balıkçısı'na rüzgarsız, ayın ve güneşin sanatçı oldukları günlerden birinde denk gelirseniz hatırım için bir kadehinizi de benim için kaldırın.
Aykut mutlu, herkes mutsuz
ALAÇATI'NIN en tartışmalı, en şaibeli projesi kuşkusuz Port Alaçatı.
Sörfçülerin nefret ettiği, teknecilerin 'ama onlar olmasa buralar bataklıktı' diye savunduğu ve bir türlü bitmek bilmeyen bu dev projede daha davalar sonuçlanmadan inşaat sayıları artıyor.
Sörfçüler rüzgarlarının kesileceğini iddia ediyor, proje sahibi 'asla' diyor...
Neticede projenin düşmanı, istemeyeni çok.. Haliyle projenin sorumlusu Aykut Mutlu'nun da...
Alaçatı severler Aykut Mutlu'ya kendi aralarında komik tanımlar getirmişler. Bunlardan biri de; Aykut mutlu, herkes mutsuz!
Naylon kadınlar
Yerler Arnavut kaldırımı. Haliyle bazen sandaletle yürümekte bile zorlanıyorsunuz.
Sokaklar daracık... Yazlık bir yer burası. Sörfçülerin, spor aşıklarının da tatil yaptığı bir yer... Ama fark etmez ki!
Eda Taşpınar'lar meşhur olduktan sonra bu 'naylon kadınlar'da iyice kafayı yedi. Takma, yapma saçları ve bedenleri yetmezmiş gibi o giydikleri kıyafetler, topuklu ayakkabıları ve sakil görüntüleriyle girdikleri mekanın kalitesini düşürdüklerini fark edemeyecek kadar memnunlar kendilerinden.
O sokaklarda ayakları büküle büküle yürürken yanlarından geçtikleri masalardan yükselen 'kikirdemeleri' üzerlerine almayacak kadar eminler kendilerinden.
Oysa Türkbükü bunların sayısı artınca 'bitti'... Yanılıyor muyum?
Kaçış yok, çünkü burada da varlar, hem de fazlasıyla.
Gecelerin gündemi ŞİKE
YAZLIK beldelerimizin gece hayatındaki iddiası ortada.
Özendiğimiz, öykündüğümüz ülkelerde bile olmayan düzeyde gece hayatı kültürümüz var.
İşte Çeşme de bu iddialı beldelerden biri.
Hatta Bodrum'un aksine meşhuru daha çok.
Özellikle genç ve 'düzeyli' şöhretler Türkbükü'ne gitmektense Alaçatı'yı tercih etmekte. (Bakınız: Kenan İmirzalıoğlu.)
Durum böyle olunca kenarında oturduğunuz bar da sık sık farklı tipte insanlarla omuz omuza bir muhabbet içinde olmamanız da neredeyse imkansız.
Futbolcusundan, oyuncusundan, siyasisinden, müzisyenine genç bir kitle buralarda dolanmakta.
Ve herkesin dilinde tek bir konu: Şike..
Kimi Aziz Yıldırım'ın başına gelenlerin ibret-i alem olacağına, kimi bu işi herkesin yaptığına, kimi takımlar arası bir zafer kazanılmış gibi hissedilmesi gerektiğine kadar türlü türlü fikirlerini bildiriyor. Hatta bazen ortamlar gerilebiliyor..