Israrla ve sıklıkla 'cinsel' konularda 'aşırı' açıklamalar yapanlara soru işaretiyle bakmak gerektiğine inanırım.
Hele bu açıklamaları yapan kişi bir din adamıysa.
Cübbeli Ahmet Hoca'yı tanımayan yok.
Son günlerde yaşanan olaylar, iddia edilenler ve Metris Cezaevi'nde son bulan gelişmelerden çok önce zaten 'hoca'yı gayet iyi tanımıştık.
Her açıklaması 'şok' etkisi tadındaydı.
Vaazları internette izlenme rekorları kırıyordu.
'Dini kıymetinden dolayı mı?' diye sorarsanız, elbette değil. Ağırlıklı olarak cinsellik üzerine yaptığı iddialı açıklamalar ülke çapında ses getiriyordu dersek tam yerinde bir tanım yapmış oluruz...
Birkaçını hemen hatırlayalım isterim:
Hocanın ünlü Barbie bebek tarifi;
Karının minyatür hali. İnsanları tahrik edecek oyuncak bebekler.
Hocanın ünlü 17 Ağustos depremi açıklaması;
'Mevla'm zina yuvalarını vurdu'
Hocanın ünlü kadın-erkek ayrımcılığı;
Kadın ve erkek asla eşit değildir. Kadın çocuklarına maddi olarak bakamaz. Kocası, babası veya aile reisi olan bir başka erkek bu görevi üstlenir.
Hocanın ünlü pantolon açıklaması;
Kadının pantolon giymesi uygun değil. Hele dar pantolon asla. Şalvar gibi şekil belli etmeyenler ise caizdir.
Hocanın ünlü kadınlar telefonda nasıl konuşabilir açıklaması;
Bir erkek arkadaşın arayınca karın hemen 'evde yok' diyip suratına kapatacak. Kabalık olsa da öyle olacak. Aksi caiz değildir.
Hocanın ünlü el sıkışma açıklaması;
Kadın ve erkeğin tokalaşması, el sıkışması caiz değildir.
Ve daha nice şehvet konulu, hatta ters-düz ilişki detayları taşıyan, 'normal dışı' kabul edilebilecek açıklama..
İnsan ister istemez tüm bunlar olurken 'Allah'ım, kadına bu kadar 'tahrik eden eşya' gözüyle bakan ve bunu her fırsatta dile getiren biri ne kadar sağlıklı olabilir' diye düşünmeden edemez...
Sonra ortaya 'seks kaseti' iddiaları çıktı...
Biraz daha sonra mesele büyüdü, başka başka iddialar ortaya atıldı ve hepsinin ana unsuru yine kadın oldu...
ŞÖHRET DİN ADAMINI BİLE BOZAR MI?
Şaşırdın mı diye sorarsanız şayet, hayır hiç şaşırmadım derim. Ortaya çıkan, benim tahmin ettiğimden farklı bir tablo değil. Ama üzüldüm.
Neden üzüldüm biliyor musunuz?
Çünkü yaşanan olay gayet insani ve nettir.
Çocuk yaşlarda 'harika çocuk' olarak anılmaya başlamış, yetenekli, bilgili, kıymetli bir din adamının artan şöhret, ilgi, alaka ve para sonrası yoldan çıkmasıdır yaşanan.
Dine gönül vermiş, hayatını onu insanlara doğru şekilde öğretmeye adamış birinin kendini kaybetmesine kim üzülmez ki.
Acımasız davranmak da istemem.
Yaşam tarzı, çevre ve içinde bulunulan ortam sebebiyle gençlik yıllarını dini eğitim ve kadın-erkek sosyalliğinden bihaber geçirmiş birinin, belli bir güce kavuştuktan sonra 'kendini bozmadan' devam edebilmesi zor zanaat.
Esas mesele de bu zor zanaatı başarabilmekte.
Keza; Cübbeli Ahmet Hoca kesinlikle cahil, dini bilgisi yetersiz biri filan da değildir. Yani her ne yaptıysa mutlaka dini vecibelere uygun yapmıştır!
MESELEYİ TÜM DİN ADAMLARINA MAL ETMEYİN!
Ön plana çıkmış, arkasından milyonları sürükleyecek güçte cemaat liderleri ve din adamlarının var olduğu bir gerçektir. Aralarından bazılarının yaptığı hataları, tamamına mal etmek ise büyük haksızlık olur.
Keza, önerim şudur; kendinize yakın hissettiğiniz, akıllarından, fikirlerinden, bilgilerinden, yorumlarından faydalandığınız kişilerin sık sık 'cinsel içerikli açıklama'lara girmiyor olduğuna dikkat edin.
Çünkü İslam dini gayet makul bir dindir. Ve meselenin felsefesi 'apış arası'na kilitlenmiş gibi gösterildikçe insanoğlunu dinimizden soğumaktadır!
Aklı başında din adamlarının hiçbiri kadın-erkek ilişkisine kafayı bu kadar takmaz!
İsim vermek, şunlar iyidir, doğrudur demek bana düşmez. Ama fazlaca sağlam örnekler zaten ortadadır...