Geçen haftanın düş kırıklığıydı Amy Winehouse konserinin iptali.
Türk hayranları kadını yerden yere vurdular, belki de çok haklıydılar.
Malum, bir gece önce verdiği Belgrad konserinin görüntüleri de pek pespayeydi.
Muhtemelen sahnede eroin sıkıntısı yaşandı, bizler de bunu naklen izledik...
...
Bilenler bilirler Amy Winehouse'un adetidir bu.
Yani birçok ülkeye konser vermeye gider fakat sahneye çıkamaz ve aynen memleketine geri döner.
Hatta bu sebeptendir ki konserden 1 ay önce en az dört kez 'iptal' dedikodusu yayıldı ortalığa...
...
Aslında konseri organize eden firma da durumun farkındaydı, her an iptal edilebileceğini bilerek Amy'yi getirdiler.
Zaten sigorta sorunundan da bahsetmişler gazetelere yaptıkları açıklamalarda...
...
Belki de Amy'nin konseri iptal etmesi değil, sahneye çıkması şaşırtıcı olacaktı.
Neyse, esas meselem bunlar değil aslında...
...
Dünyada uyuşturucu bağımlısı birçok sanatçı var.
Sadece bugün değil geçmişte de bu böyleydi.
Şöyle bir gerilere gidin, 'baba'ları canlandırın gözünüzde, bakın kimler kimler çıkacak hafızanızdan.
Ancak hiç biri Amy kadar madara olmadı, karizmayı çizdirmedi, rezil görünmedi!
Neden biliyor musunuz?
Çünkü her biri sağlam ekiplerle çalışıyorlardı da ondan...
...
Menajer, basın danışmanı, sağlık asistanı, kişisel danışmanlar gibi kalabalık ekiplerle çalışır şöhretler.
Onların da kariyerlerinin devamı 'star'larını doğru yönetme başarılarına göre belirlenir.
Başarılı olanları bir stardan diğer stara transfer olur, elbette astronomik rakamlara.
...
Amy Winehouse'un sahnede o şekilde görünmesi, konserlerini son anda iptal etmesi, hep o ekibin başarısızlığının ispatıdır benim için.
...
Sahnedeki markasını doğru yönetemeyen, başarısız profesyoneller ordusudur onlar.
...
Açıkçası ben Amy Winehouse'un sanatını beğeniyorum. Keşke konsere çıksaydı, keşke onu canlı canlı izleyebilseydim.
Diğer yandan da; Amy Winehouse için üzüldüm. Çünkü o görüntüler, sonunun çok uzak olmadığını hissettirdi bana...
Müthiş bir ses, büyük bir yetenek belli ki genç yaşta aramızdan ayrılacak..
O gün geldiğinde yine üzüleceğim...
Bağımlı olması, yolunu kaybetmiş olması, sapıtması, ahlak sınırları olmaması umurum bile değil!
NTV'ye ne olacak!
Bİr süredir NTV'nin yayın çizgisinin değişeceği konuşuluyor. Artık haber kanalı olmayacakmış. Hatta ciddi bir dönüşümle eğlence kanalı haline getirilecekmiş. Yayın akışında Müjde Ar kadar sivri olmayan, renkli ekran yüzleriyle 'belirli' ve 'sınırlı' güncel konuların konuşulabileceği programlar da olacakmış ama ağırlık eğlenceye verilecekmiş.
Neden mi planlanıyormuş bu değişim?
Tahmin etmekte zorlandığınızı sanmam...
Günümüzde haber, habercilik zor iş... Epey riskli bir alan. Hele düşünmeniz gereken başka işleriniz de varsa, haber alanında direnmeniz sonunuz olabilir.
Hem düşünsenize 'aman yanlış bir şey olmasın' endişesiyle yaşamak da ne zordur!
İşte bu sebeplerden Ferit Şahenk'in haber alanından çıkıp eğlenceye odaklanma kararı aldığı konuşuluyor.
Son zamanlarda yazılan bazı yazılardan da o koku gayet net alınıyor...
Ortam da ortada...
Yani söylentiler pek gerçekçi duruyor!
Bir yanım Ferit Şahenk'e hak veriyor diğeri bir vazgeçen, bir kaçan daha görmekten yaralanıyor...
Aman Can Dündar'a dikkat!
Birbirleriyle bağlantılı olmaları sebebiyle hemen bir diğer medya konusuna geçmek istiyorum.
Son günlerde sizin de dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum ama Can Dündar'a bir haller oldu.
Her an ayağa kalkıp 'buraya kadardı' diyecek, sağlam bir 'yetti artık' çekecek, mesleğe küsecek gibi...
Ramak kalmış gibi...
Umarım ben yanılıyorumdur.
Ama gözüme duygusal kararlar almak üzere gibi görünüyor...
Bu yüzden de, üzerime vazife olmamasına rağmen konuya karışmak ve 'aman hocam' demek istiyorum...
Nereye yahu?
Aman diyeyim!