B.
Karl Marx 'Grundrisse der Kritik der politischen Ökonomie' isimli eserde "İnsan anatomisini bilmek, maymun anatomisini bilmenin anahtarıdır. Önceki türleri anlamanın yolu, evrimleşerek dönüşmüş yüksek türü anlamaktan geçer. Aynı şekilde günümüz burjuva ekonomisinin mantığını anlayarak, antik ekonominin de mantığını anlayabiliriz" der.
Marx'in bu vecizesini Türkçeye çevirecek olursak: Kızına bak, anasının gençliğini gör! Gerçi bir İtalyan atasözü "Traduttore traditore" der: Bütün tercüme edenler dönektir! Ve fakat eksik yahut hatalı olandan dönmek ne güzel şey değil midir? Hele bir kandırmacayla karşı karşıya isek? "Asıl söyledikleri budur siz yanlış anlıyorsunuz" demek iyiye bir dönüş değil midir? O halde tercüme faaliyetlerine devam edelim.
Sokaktaki vatandaşın henüz ne idüğünü anlayamadığı altılı masanın en önemli vaadinin Türkiye'yi Erdoğan öncesi Türkiye'ye döndürmek olduğunu bilmeyenimiz yok.
"AK Parti'nin ilk yıllarına döndürmek istiyoruz" da diyemiyorlar zira o zamanlar da "vatan haini" diye hakaret ediyorlardı. Hiçbir şekilde Erdoğan'ın iktidara gelmiş olduğu bir dönemle barışmak niyetinde olmadıkları için güçlendirilmiş parlamenter sistem ve devleti yeniden inşa etmek söylemleriyle Erdoğan öncesi bir Türkiye'ye olan özlemi ortaya koyuyorlar.
AK Parti çevreleri de kendini paralıyor gençlere biz AK Parti öncesi Türkiye'yi nasıl olsa da anlatsak diye.
Geçtiğimiz birkaç günün özeti gençlere vaat ettikleri Türkiye'yi anlatmaya yeter.
Mafyöz bir Türkiye!
Temiz eller operasyonu geçirmemiş İtalya'ya çeyrek kala bir Türkiye!
Cemal Enginyurt'un internet görmemiş halini anlamak için Cemal Enginyurt'un internet görmüş haline bakmak yeter.
Girişte zikrettiğimiz Marx alıntısını anımsayınız.
Altılı masanın sağ kanadı ölçüsüz agresif ve yer yer mafyöz tavırlar sergilemekten geri durmuyor. Sadece Demokrat Parti değil İyi Parti de tonunu giderek agresifleştiriyor. Dönmek istedikleri doksanlardan numuneler sunuyor... Biz biliyoruz bunların özlem duydukları 90'ları.
Son yaşanan hadise artık rezaletin daniskasıdır. Her zaman bir parça ölçüsüz olagelmiş, bu sebeple MHP'den ihraç edilmiş olan Cemal Enginyurt, canlı yayına getirdiği fedailerine gazeteci dövdürüyor; Latif Şimşek beli silahlı zorba tarafından darbediliyor; partisinin Aliağa İlçe Başkanı tweet atıyor "ellerine sağlık Cemal Enginyurt, sırada kim var?" diyor, utanmadan bir de Melik Yiğitel'i tehdit ediyor... Ateş olsa cürmü kadar oy alacak minicik partinin teşkilatlarından mafya fışkırıyor, Cemal Enginyurt'a tezahüratlar yapılıyor, yandaş gazeteci avı talepleri yükseliyor... Cemal Enginyurt'un saldırısına uğrayan meslek büyüğüne sahip çıkanlara trol diye saldırılıyor... Hiç utanmadan!
İyi Parti'nin yurt gezilerinde vatandaşların darp edildiğini; Lütfü Türkkan'ın kameraman dövdürdüğünü, şehit kardeşinin bacısına sövdüğünü, Genel Başkanının ise kürsüden "yavşak" dediğini bilenler bu hadiselerle birleştirince ister istemez irkiliyor "altılı masanın amma çok mafyöz bacağı varmış" diyor ürkekçe...
Restorasyondan bahsedenlerin bizlere 90'ların Susurluk Türkiye'sini vadettiklerini görmek için pek fazla delile ihtiyaç yok aslında. Özledikleri ve arzuladıkları yine yeniden bürokrasinin labirentlerinde kaybolan, kaba gücün bir çözüm aracı olduğu bir Türkiye...
Ve bir de tüm bu zembereği boşalmışlık halinin hilafına, sürekli kurban ve mazlum rolü oynamak, ahlaki üstünlüğü elden bırakmama çabası... Dövdüren sen, döven adamın, mazlum olan ezilen yine sen... "Sus, savunma, konuşma!" diyor Demokrat Milletvekili "Konuşma savunma! Savunursan döverim!" Genel Başkanı zımnen, teşkilatları alenen sahip çıkıyor ve destek oluyor bu zorbalığa. Limon sıksınlar demokratlığınıza ve demokrasinize... Vandallar Demokrasisi!
"Dünün maymununu anlamak için bugünün insanının anatomisine bakın" diyen Marx'tan mülhem söyleyelim öyleyse: Yetişemeyenler dünün mafya düzeninin nasıl olduğunu anlamak için, bugünün kaba güç heveslilerine baksınlar!