Hafta Sonu dergisinin 29 Ocak 1967 tarihli ilk sayısının, orijinaline uygun baskısı var elimde. Sekiz sayfalık gazete formatındaki bu sürpriz nüshanın ne vesileyle elime geçtiğine geleceğim ama önce 60'lardan haberlere bakalım: Manşet; 'Kaynanalar doğum kontroluna karşı'... Spiral taktıran kadınların eş ve kayınvalidelerinden gizli hareket etmek zorunda kaldığına dikkat çeken haber, Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı, Dr. Zeki Durmuş'un şu tespitiyle son buluyor: 'Esas büyük tehlikeye işaret etmek isterim. Ankara Doğumevi doktorları arasında yapılan bir inceleme sonucunda, doktorların çocuk sayısı oranı 1,9 hademelerin çocuk sayısı oranı ise 4,6'dır. Aynı şekilde milletvekillerinin çocuk sayısı ortalaması 5,6'dır. Bu, on yıl sonra nüfusunun dörtte üçü iyi hayat şartlarından uzak bir toplum demektir. Bunun anlamı ise korkunçtur...'
MEDYADA KADIN, 1967
Sayfa 2'de 'Kocanızı ne kadar anlayabiliyorsunuz?' testi var. Sayfanın alt yarısının ayrıldığı fıkra ve karikatürlerden birinde ise çapkın bir doktor, sarışın bir afetin yanında sabırsızca oturuyor ve şöyle söylüyor: 'Demek her önünüze gelen erkekle yatmak istiyorsunuz. Hımm, bu konuyu yakından incelemem lazım...' Fıkralardan biri ise şöyle: Genç kız nişanlısına sokuldu. Tatlı bir sesle sordu: 'Evlendikten sonra da beni bu kadar çok sevecek misin hayatım?'... Erkek keyifli keyifli sırıttı: 'Elbette şekerim. Ben evli kadınlara bayılırım!'
DEDİKODU TATLI ŞEYDİR
Sayfa 3, bugünün tıpkısı gibi polis-adliye haberlerine ayrılmış. Sayfa 4, zamanın ünlü gece hayatı simaları ve yerli şöhretlerden haberlere. Sayfa 5 ise, dünya yıldızlarından dedikodu haberlerine. 'B.B. anne olacak', 'Adamo ilk filminde katil rolüne çıkacak', 'Paris'in en güzel kadın şoförü bu yaz İstanbul'da dolmuş yapacak' gibi ilgi çekici başlıklar var. Müzik ve sahne hayatının starlarına ayrılan arka sayfadaki mühim haber ise, medyadaki hakim cinsiyetçi dilin 60'lardan bu yana zerre yol kat etmediğinin bir başka göstergesi: 'Necla Ateş, çocuğu yaşında bir akrobatla evleniyor!'... Ya sabır diyor ve bu magazin 'klasiğinin' elime nasıl geçtiğine geliyorum.
Gazino gecesinden notlar
Derginin, Günay Restaurant'ta gereçekleşen 45. doğum günü partisindeydim geçen gece. Beş yıldızlı bir gazino gecesiyle kutlanan doğum gününden notlar var sırada:
- Muazzez Ersoy, beyazlara bürünmüş haliyle çok hoş ve çok sarışındı. Muazzam sesi, gecenin 'baba' konuklarını tek tek masalarında ziyaret edişi hele, 'gazino ölmedi, aramızda yaşıyor' dedirten cinstendi. Sahne kenarından kadrajıma giren Güngör Bayrak ise, magazin gecesinin yaşayan efsanesiydi.
- Salonun merkezinde Orhan Gencebay oturuyordu. Tam karşısındaki (arkası bana dönük) uzun sarı saç, Sevim Emre'den başkası olamazdı elbet. Aynı masada Fettah Can'ı seçebildim ve eminim ki diğerleri de son derece ünlü, son derece cemiyet simalarıydı.
- Sahneye tam karşıdan bakan masa gecenin favorisiydi. Ertuğrul Özkök, Mehmet Y. Yılmaz, Tülin Şahin ve eşi Mehmet Özer ve yine çok ünlü, çok önemli başka isimler, başka masalar vs.
- Doğum günü konuşması için sahneye davet edilen isim, Doğan Burda Dergi Grubu CEO'su Mehmet Y. Yılmaz'dı. Ev sahibi olarak gayet vefakar ve gayet kısa bir konuşma yapan Yılmaz'ın, gecenin yıldızı olacağını daha bilmiyoruz o sıra...
- Asena'nın çıkmasına yakın garson gelip ön masalara geçmek ister miyiz diye soruyor. Kuytu köşemizde mesut olduğumuzu söyleyip bu gazino jestini heba ediyoruz. Derken Asena geliyor gümüş kostümüyle. Gram yağ yok vücutta. Bacaklar taş. Dansözden çok jimnastik hocasına benziyor. Ya da o son kadehi içmeyecektim, bilemiyorum.
- Geceden ayrılmadan son bir göz gezdiriyorum ve emin oluyorum; Mehmet Y. Yılmaz'ın dans etmediği kadın, düet yapmadığı solist kalmadı salonda. O ne enerji, o ne dans repertuvarı, o ne ekip ruhu! Bravo. Hafta Sonu'nun konuklara hatıra olarak hazırlanan ilk sayısını hevesle alıp taksiye biniyorum. Devamı en yukarıda, sayın yazıya sondan başlayan.
Home Tweet Home: 'Her şeyi geride bırakıp gitmek neyse de, Müge Anlı tarafından aranma ihtimali kötü...' (@sydest)