- Yatak odalarına bakarak özel hayat-genel hayat gibi varoş tespitler yapıp belaltı vuruşları meşrulaştırmayacak.
- Çoluk çocukla gidilen miting meydanlarında 'kaset' içeriği üzerinden ahlak bekçiliği yapmayacak.
- Kaset tacirliği müptezelliğinden nemalanıp kendi hanesine skor yazma kurnazlığına kalkışmayacak.
- Rakipleriyle, 'kasetle gidenler - kasetle gelenler' diye lakapçı bir tutumla değil fikir ve vizyonlar üzerinden rekabet edecek.
- Beton şehirler müjdelemek yerine elde kalan yeşil servete sahip çıkacak (mecazi anlamda 'yeşil servet' değil aman ha, 'orman' anlamında).
- İstanbul'un yükünü sorumsuzca artıracak icatlar yerine kendini tarım ve hayvancılığa özendirici projelere adayacak ve küskün üreticiyi geri kazanacak.
- Üç tarafı denizlerle çevrili cennet ülkesini absürt 'kanal' projelerine alet etmeyecek.
- Öfke ve ayar bağımlısı olmayacak.
- Her fırsatta medya üzerinden ülke sakinlerine aba altından sopa göstermeye kalkışmayacak.
- 3 çocuk da 3 çocuk diye başımın etini yemeyecek.
- 'Hayat her şeyin tersini görecek kadar uzundur' diyen İngiliz atasözünü aklından
çıkarmayacak.
NOT: Kriterlere uyan adaylara kaşının üstünde gözü var demeden şans verilecektir.
Pompaya devam!
Dünyanın en pahalı benzinini kullanma ayrıcalığını kimselere kaptırmayan ileri demokrasi tiryakileri, benzinimiz artık 4,5 lira. Bu arada Kaybedenler Kulübü'nün icracıları Kaan Çaydamlı ve Mete Avunduk'un DJ'liğinde cereyan edecek olan 'Yalnızlar Partisi' bu akşam Ghetto'da.
Yerli mi yabancı mı?
'Yabancı-karışık'tır benim bu noktada kasetçiye cevabım. Etik anlayışım gereği; çıplak halde filme alınan insanların siyasi kariyerden ve kumpastan uzak, işini dürüstçe para için yapan masum porno starlar olması gereğine inanıyorum çünkü. Çocuk ve ailesever bürokrat arkadaşların üzerinde çalıştığı internet paketleme sistemlerinde de bu etiğin benimsenmesini şiddetle tavsiye ediyorum. Çünkü 'güvenli' kılmaya çalıştıkları internet'te, siyasilerin başrolde yer aldığı yerli kaset içeriği, öcü belledikleri porno sitelerinde değil bizzat ailece tık'lanan gazete ve haber sitelerinde teşhir ediliyor. Öyle ki, gelinen noktada en çetrefil dert: Siyasetin giyinik yapılan bir yarış olduğunu anlatmak çocuklara... 'Leylekler götürdü' diyerek çıkamaz kimse bu işin içinden.
Home Tweet Home: Sokakta kulaklarımın donarak düşmesinden anladığım şu: Son yılların en uzun şubat ayını yaşıyoruz ve bugün ayın 101'i! - twitter.com/meliksahtas