Musallada dirilen mevtanın “öbür taraftakiler Dünya’yı sorarsa ne diyeyim” sorusuna “benim Ayasofya’ya imam olduğumu söyle gerisini herkes anlar” cevabını veren Bekri Mustafa’ya rahmet okuduğumuz günlerden geçiyoruz.
Bunu CHP’ye genel başkan olmak istediği için Kılıçdaroğlu’nun haksız tepkisine maruz kaldığına inanan Öztürk Yılmaz’a borçluyuz.
Adı geçen vekil bildiğimiz kadarıyla “Türkçe ezan talep ettiği için” ihraç istemiyle partisinin disiplin kuruluna sevk edildi.
Olumlu bir adım.
Peki bu durum CHP’nin geçmiş hataları ile yüzleşmesine kapı aralayabilir mi?
Keşke.
Kaliteli bir “özeleştiri süreci” ile CHP laikçi, yobaz, gerici unsurlardan arınabilir.
Güncellenmiş bir CHP’nin de Türkiye’ye zararı değil faydası olur.
Ama meseleye böyle yaklaşmak çoklarınca “saflık” olarak nitelendiriliyor.
Haksız sayılmazlar.
Çünkü CHP samimiyetini ispat etmek için gerekeni yapmıyor.
İstenen çok şey mi?
Hayır.
Soru basit.
CHP bugün hala tek parti dönemindeki uygulamalarını benimsiyor mu, iktidar olması
durumunda aynı uygulamaları gündeme
getirecek mi?
Parti bu soruya net cevap verecek,
bu kadar.
Ama ne şiş yansın ne kebap tavrı ile bu mühim mesele geçiştiriliyor.
Peki sebep ne?
En önemlisi partinin yenilenmesini, güncellenmesini “ihanet” sayanlar.
Böyle bir kitle var.
“Yeni CHP” söylemi bile bu kök hücrelerde alerjik reaksiyona sebep oluyor.
Eski sürüm CHP’yi “kutsal kale” kendilerini de “tapınak şövalyesi” sananların direnci hafife alınmayacak kadar etkili.
Bu etki, partinin kilitli kaldığı yakın siyasi tarih müzesinden çıkıp hayatın içine akmasına engel oluyor.
Tamam kabul, Öztürk Yılmaz’ın tavırları gülme reflekslerini tetikliyor.
Bu yüzden mesele mizah dozu yüksek eğlencelik bir tartışma haline geldi.
Buna rağmen CHP’nin içine düştüğü durumu ciddiyetle ele almakta fayda var.
Bu ciddiyeti en fazla göstermesi gereken ise CHP’nin kendisi...
CHP, “Türkçe ezan talebi tüm CHP’liler için sadece seçim süreçlerinde değil her zaman partiden ihraç gerekçesi haline mi geldi” sorusuna yanıt vermeli.
CHP’nin tek parti dönemindeki Türkçe ezan uygulamasını savunmak tüm CHP’liler açısından “ayıplı” hale geldi ise bilmek hakkımız.
Gerçi bu durumda Nasrettin Hoca mezarından doğrulup “kedi buradaysa et nerede, et buradaysa kedi nerede” misali “O CHP gittiyse bu CHP nedir” diye sorabilir ama mesele değil.
Biz de “Öztürk Yılmaz CHP’ye genel başkan olacakmış ve yenilgi rekortmeni Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan edecekmiş gerisini anlayın artık” deriz ve çıkarız işin içinden.