Armudun sapını yazacaktım, Şişli’nin çöpü çıktı.
Rahmetli Ecevit’in “Köy-kent” projesi vardı.
Gerçekleşmedi.
Olsun.
CHP bir çılgın projeyle bu açığı kapattı.
Şişli’yi “Çöp-kent” haline getirdi.
“1994 öncesinde İstanbul’a bak, CHP’yi gör” diyoruz.
“Geçti o günler” diye itiraz ediyorlar.
İyi o zaman önünüze bakın bari.
Çıkın Şişli sokaklarına güncel mi güncel yepyeni CHP’yi seyredin.
***
Derdi söyleyip dermanı göstermemek olmaz.
Aslında hikaye aynı hikaye…
Çünkü CHP bildiğin CHP olduğu için tarihler değişse de meselenin aslı, özü değişmiyor.
1994’te Sn. Erdoğan İstanbul’a belediye başkanı seçildi. Şehir çöp deryasıydı. Grev vardı. İşçiler çöp toplamıyordu. Çaresizlik kader olarak görülüyordu. Çöplerin toplanabileceğine kimse ihtimal vermiyordu.
Ama kimsenin beklemediği bir şey oldu. Sn. Erdoğan’ın önderliğinde binlerce gönüllü sabah namazıyla birlikte kolları sıvadı. Kimi kamyonetiyle kimi el arabasıyla geldi. Çoğunluk kol gücüyle sokaklardaydı. El birliğiyle çöpler toplandı, şehir temizlendi. Bunun karşılığında kimse hiçbir ücret almadı.
Gaye Allah rızasıydı.
Dava İstanbul sevdasıydı.
İşte o gün millet çaresizliğin kader olmadığını gördü.
İşte o gün Türkiye “Gönül Belediyeciliği” ile tanıştı.
1994’te İstanbul’da görüldü ki niyeti gönüller kazanmak olan yalnız, yardımsız, çaresiz kalmaz.
2019’da Şişli’de CHP zihniyeti sayesinde bir kez daha anlaşıldı ki, aşksız, heyecansız, gönülsüz ellerle çöp bile toplanmaz.
***
Ak Parti “Gönül Belediyeciliği” derken CHP Şişli’de “Çöpe Gömül Belediyeciliği” sergiliyor.
Yetki yetmektir.
Bilmek yapmaktır.
Yetersize yetki versen ne olacak?
Şişli’de CHP belediyeciliğinin sebep olduğu güncel rezalet geçiştirilebilecek bir mesele değildir.
Çöp toplamaktan aciz bir zihniyet çıkıp milletin karşısına yetki filan istemesin.
Önce efendi gibi özür dilesin.
Sonra da artık nasıl yapar bilemem ama bir zahmet o pisliği bir an önce ortadan kaldırsın.
Seçimleri bilahare konuşuruz.