İnsan küçük hikayesinin içinde kaybolduğunda “büyük hikayeyi” göremez hale geliyor.
İçinde hepimiz olan büyük hikayeyi...
Tek bir ağaca öfkelenip ormanı yakmaya çalışanlardan, “ben yoksam her şey eksik, ben varsam her şey tamam” havasında olanlardan söz ediyorum.
“Trenden inenler” diyelim.
Gerisini anlayın.
***
Bir bütün düşünün.
İçinde küçük bir olumsuzluk var.
Onu alır büyütürsünüz.
Bütünün tamamı gibi gösterirsiniz.
Ortada beğenilecek bir şey kalmaz.
Buna “cerbeze” denir.
Bizdeki “muhalefet” diyelim.
Gerisini anlayın.
***
Şikayetin alışkanlık haline geldiği yerde “beğenme” duygusu kaybolur.
Güven aşınır, direnç azalır.
İyimser üretkenlik yerini kötümser durağanlığa bırakır.
Yarışmak ve başarmak arzusundan yoksun milletler nihayetinde hasta toplumlara dönüşür, sömürü ve işgale açık hale gelir.
Yerli ve milli olana düşman, yabancının her şeyine hayran kafalardan ortaya sadece teslimiyetçilik çıkar.
“ABD’nin her istediğini yapalım” korosu diyelim.
Gerisini anlayın.
***
Olumlu hiçbir şeyi görmeyip sadece olumsuzlukları seslendirmenin çekici bir tarafı vardır. Çünkü tabiatı itibarıyla kötü çabuk yayılır.
Kolay alıcı bulur.
Bunun adı “az emek çok kazanç” sarmalıdır.
Kolaya kaçanlar eninde sonunda bu tuzağa düşer.
Kötülemek, kısa vadede kazandırıyor gibi görünen ama sonunda kaybettiren “kumar” gibidir.
Oyunun sonunda hep kasa, yani kötülük kazanır.
Dindar, milliyetçi ve cumhuriyetçi olarak yola çıkanları terör destekçileriyle, vatan hainleriyle “tasada ve sevinçte ortak” hale getirir.
“Yeminli Ak Parti ve Erdoğan düşmanları” diyelim.
Gerisini anlayın.
***
Doğruyu, güzeli, faydalıyı savunanların işleri zor, yolları engebelidir.
Yıkmak kolay, yapmak zordur.
Millete adanmış hayatlar için alın teri, emek ve sabır ile eserler üretmek, insana faydalı olma adına dur durak bilmeden geceyi gündüze katmak mesele değildir.
Ama dertleri sadece “yıkmak” olanların yalanlarına, iftiralarına dayanmak yorucudur.
Memleketin faydasına ortaya tek bir iş, eser, çaba, başarı koyamayan “tenekeden teyyare” muhalefetin gürültüsüne tahammül etmenin de bir sonu olmalıdır.
“31 Mart Seçimleri” diyelim.
Gerisini anlayın.