Diyarbakır'da 'Halkoylaması olsa Kürtler ne ister?' sorusuyla bir kamuoyu araştırması yapıldı.
Sonuçlar şöyle: Demokratik özerklik talep eden yüzde 49.2
Bağımsızlık isteyen yüzde 19.2
Federasyon diyen yüzde 5.4
Ademi merkeziyet talebi yüzde 7.1
Hiçbiri diyen bezmişler ise yüzde 3.4...
Bu kamuoyu yoklaması Nevruz görüntülerinden birkaç gün önce yayınlandı. Üzerine Cudi çatışması geldi... Dün akşam saatlerinde Bitlis ve Siirt'te de çatışmalar yaşandı.
Tarihi eşikte, bir kez daha, mesele alevlenmeden serinkanlılıkla şu fotoğrafı doğru okumak gerek.
Bir yanda 10 maddelik Kürt planı... Öte yanda 5. kol faaliyetleri...
O 10 maddelik planın adı ''Kürt meselesinde medya üzerinden algı yönetme planı'' olmalıydı. Başarısız olmaya mahkumdur. Çünkü yeni değil. Aylardır olan biten tam da buydu.
Hükümet, BDP ile masaya oturabileceğini ima ediyor. Etmemeli... Oturmalı.
Kürtler adına siyaset yapan kesimin eline silah almayan kanadını KCK operasyonlarıyla içeri tıkan ve sindiren yapı bu yolla tabanla doğrudan temasa geçebileceği varsayımıyla hareket ediyor.
Kandil ne yapıyor? Bu yaklaşım onlar açısından bir beka meselesi olduğundan şiddeti tırmandırıyor. Tırmandıracak...
Nevruz görüntüleri o on maddelik planın iflas fotoğrafı değil de nedir?
Geçen yazımda da söyledim.
Susturulanların hapsoluna geldiği çerçeve, vicdana ve hukuka sığmıyor.
Tam da bu nedenle mahkum kılındıkları çerçeve bölgede son derece ciddi bir toplumsal karşılık buluyor.
Baskılar ve yıldırma politikalarının zehirli meyvesi asıl burada saklı.
Türkiye kamuoyu ve Kürtlerin politize yığınları arasında duygu ve düşünce uçurumu tehlikeli şekilde derinleşiyor.
Sular bu kadar bulanırken bence AKP çok ciddi bir tuzağa hızla çekiliyor. Oslo süreci kesinlikle heba edilmemeli.
Bakın bu çatışmaların yükseleceğini muştulayan köşe yazarı sıfatlı emniyet istihbarat içinde yuvalanmış kanatın bir sözcüsü daha geçen gün şöyle bir cümle kurdu:
''Ergenekon'u AKP ağacına aşılayıp orada yetiştirecekler.''
Yani? Erdoğan iyi çevresi Ergenekoncu... Kim bu sözüm ona Ergenekoncular? Kürt meselesini demokratik yoldan çözmek isteyenler. Elbette Hakan Fidan ve Efkan Ala... Burada birilerinin hedefi o kadar belli ki.
13 Şubat tarihinde bu köşede ''Büyük Resim'' başlıklı yazıma bir kez daha bakanlar neyi kastettiğimi daha iyi anlayacaklardır.
Bu çatışmalar derinleşmeden ve yaygınlaşmadan somut yapıcı adımların atılacağını umuyorum. Önümüzdeki günler gerçekten son derece kritik gelişmeler gebe... Başbakan Erdoğan bu tarihi fırsatı kaçırırsa ülke kesinlikle kanla bölünür. İstenen tam da bu...