Gençlerbirliği'nin öne çıktığı bir maçta, Elmander'i başlık yapmam yadırganabilir...
Ama öyle değil...
Milli maç rezaletinden sonra iyi örnekleri daha fazla öne çıkarmamız gerekiyor...
Yazıyı yazarken koşu mesafelerini bilmiyorum...
Ama iddia ediyordum, büyük ihtimalle G.Saray'ın en fazla koşan oyuncusu Elmander çıkacak...
Belki de maçın en fazla koşan oyuncusu...
Diyeceğim o ki;
Bu Elmander daha üç gün önce, bir başka ifadeyle 72 saat önce ölümüne bir Almanya maçı oynadı...
Dünya şampiyonu karşısında; üstelik 4-0 yenik duruma düşmüşken, son yarım saatte maçı 4-4 'e getirip bir tarih yazdılar...
O maçın ölümüne oynayan adamı Elmander, dünkü maçın da ölümüne çalışan, olağanüstü gol atan adamıydı...
3 GÜNDE MAÇ BAHANE
Demek ki iştahın olursa, profesyonellik anlayışın olursa, sportif karakterin olursa, üç günde maç oynamak falan bahane...
Bu Elmander'de, bizim burnundan kıl aldırmayan futbol aktörlerimize kapak olsun...
Gelelim bir başka iyiye...
O da Gençlerbirliği...
Ben ilk kez bir takımın G.Saray karşısında fiziğiyle değil, yüksek kalitesiyle ayakta durduğunu gördüm...
Tosiç'in Eboue'yi perişan edişi, sağda Hurşut'un Hakan Balta'nın başını döndürmesi fizik gücünün değil, yüksek kalitenin sonucuydu...
Tabi bir de G.Saray savunmasının perişanlığı...
G.Saray için ilk yarısı kayıp bir maçtı...
Bu ilk yarıyı 1-0 önde kapatmasına rağmen Gençlerbirliği için de öyle...
Gençler maçı 1-0 önde götürürken özellikle ilk yarının uzatma dakikasında akıl almaz bir golü kaçırmasa, ikinci yarının senaryosu çok daha başka olabilirdi...
Ambrabat'ın da hakkını teslim edelim...
G.Saray'ın en etkili adamıydı...
Elbette Burak değil Umut... En azından öncelik sırası için...
Transfer ayında G.Saray almaya, Gençlerbirliği satmaya doymadı...
G.Saray kasayı boşalttı, Gençlerbirliği kasayı doldurdu...
SARI FORMANIN SUÇU!
Ancak maçta gördük ki, dünyaları verip alanla, dünyaları satıp kasasını dolup taşıran arasında pek de fark yok...
Oysa maliyetler arasında dağlar değil, sıra dağlar var...
Son sözüm şu;
Muslera ikişer gol yediği maçlarda, suçu sarı formasını atıp bir daha giymedi...
O maçlardan sonra hep yeşil formasıyla maçlara çıktı...
Ama yeşil forma da işe yaramadı... Bu defa üç gol yedi...
Aslında değişmesi gereken Muslera'nın forması değil...
G.Saray savunmasının tertibi ve oyun anlayışı...