Öyle bir ilk yarı izledik ki, göz kapaklarımıza adeta tonlarca yük bindi... Uyumamak için kendimizi zor tuttuk...
İki takım adına da resmen kayıp bir ilk yarıydı...
Hele Trabzonspor için...
Orduspor hiç olmazsa biraz baskılı olmaya çalıştı...
Ama Hasan Kabze'nin her hücumda faul yapması...
Stancu'nun topuk pası uğruna atakları bitirmesi, Orduspor'un baskısını sonuçsuz bıraktı...
Trabzonspor derseniz, inanılacak gibi değil ama ilk atağını 45. dakikada yaptı, ona da atak denirse...
Yasin hiç yoktu...
Colman pas hatasında 'rekor' kırdı...
Ama ikinci yarı gözlerimiz açıldı, uykumuz dağıldı...
Özellikle Yasin'in yerine başlayan Olcan 'durgun' maçı 'fırtınaya' çevirdi...
BU NE ÇALIM İLLETİ
İlk golde, söke söke topu aldı, rakibin faul yapmasına bile izin vermedi, sürdü, Janko'nun kafasına adrese teslim top attı...
Sonra da o kısacık boyuyla kafa golüne imza atmaz mı...
Belli ki, bir-iki hafta kulübede oturmak Olcan'ın aklını başına getirmiş...
Brova Olcan, hep böyle olcan...
Hector Cuper'in disiplini dillere destan ama getirdiği Güney Amerikalılar adeta kendine oynuyor...
Hele Monje... Bu ne çalım illeti kardeşim...
Bakmayın Stancu'nun gol attığına... O da etkisizdi...
Hele Hasan Kabze... Öyle bir gol kaçırdı ki, topun dışarı gittiğine inanmadı...
Ancak işin ilginç yanı, deplasmanda hiç kazanamayan Trabzonspor, kendi sahasında hiç yenilmeyen Orduspor'u mağlup etmeyi başardı...
İlk yarıyı unutun gitsin... Sahada iki takım da, futbol da yoktu...
Olcan ikinci yarıda oyuna girdi, iki takıma ve maçı izleyenlere futbolu hatırlattı... Teşekkürler Olcan...
Sayende iki takım maçı, seyirciler futbolu hatırladı...