"Tek Millet İki Devlet” ve koca bir müşterek mirasın adıdır Türkiye-Azerbaycan kardeşliği. Her zaman olduğu gibi bugün de yarın da kardeş ülkemizin yanında Ermenistan kisveli Türk düşmanı şer odaklarının dimdik karşısındayız evelAllah. Dün bizi soykırım yapmış olmakla yaftalamaya çalışanların, 21. Yüzyıl medeniyetinin göbeğinde ve tüm dünyanın gözü önünde masum, sivil, kadın, çocuk demeden nasıl bir katliam yaptıklarını tüm dünya izledi.
Bebek katillerinden sözde askeri eğitim alarak masum sivilleri hedef alanlar, asker doğup asker yaşamış Türk Milleti’nin karşısında zillete düşecekleri günü çağırıyorlardı ki nitekim de öyle oldu.
Kahraman Azerbaycan ordusunun, işgal altında bulunan topraklarını kurtarmak amacıyla 27 Eylül’de başlattığı operasyonda Dağlık Karabağ’ın kalbi olarak nitelendirilen Şuşa bölgesinde de kontrolü sağlamasının ardından iyice köşeye sıkışan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, teslim olma anlaşmasını imzaladı.
Paşinyan’ın, “Yurttaşlarım ben bizim için çok ağır bir kararı kabul ettim. Karabağ’da savaşın bitmesine dair anlaşma imzaladım. İmzalanan anlaşmanın metni benim için inanılmaz derecede acı vericidir. Bu kararı ben savaş durumunu derinden analiz ederek verdim. Şimdiki durumda bu en doğru karardır” diyerek imzaladığı göre Azerbaycan ordusu, bugüne kadar işgalden kurtardığı mevkilerde kalacak. Bölgede Türk ve Rus güçleri konuşlandırılacak. Ermenistan işgal altında tuttuğu 7 rayonun 5’inden hemen, 2’sinden 15 gün içinde çekilecek. Ermenistan’dan Karabağ’a ve Azerbaycan’dan Nahcivan’a toplam 2 koridor oluşturulacak.
Mabedimizin göğsüne uzanan namahrem ellerin bir kez daha kırıldığını, Azerbaycan bayrağının Karabağ’da dalgalandığını ve Dağlık Karabağ’da Ezân-ı Muhammedî’nin yeniden okunduğunu gösteren Rabbime hamdolsun.
Bu vesileyle Dağlık Karabağ’a yaklaşık 30 yıl sonra ait olduğu bayrağı yeniden diken Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sn. İlham Aliyev ve kahraman Azerbaycan ordusunu en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.
Bizi biz yapan değerlerin en özeli “biz” olabilme kabiliyetimizdir değerli okurlarım. Türk milletinin kurduğu devletler, imparatorluklar hep bu “biz” olabilme ruhunun tezahürüdür. Kurarken birlik olduğumuz gibi korurken de yek vücut olduğumuz müddetçe sarsılmayız biiznillah. “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” diyen “İstiklal Şairimiz” ne de güzel bir tespiti ifade buyurmuştur.
Şimdi saatler Azerbaycan’ı ve Karabağ’ı gösteriyor. “Türk’ün şanlı bayrağını Karabağ’a asacağız” derken de saatlerimizi bugüne kurmuştuk zaten.
HAYIRLI ADIM!
Bir müddet önce yazdığım köşe yazımda “enfeksiyon bulaşından korunmada şu an için elimizdeki en önemli kalkanlardan biri olan maske kullanımını sekteye uğratan en büyük etkenlerden biri olarak karşımıza sigara kullanımının çıktığını görüyoruz.” ifadelerini kullanmış ve Bilim Kurulumuzu bazı valilerimizin kamuya açık alanlarda uyguladığı sigara yasağını genel bir uygulamaya dönüştürme yolunda adım atmaya davet etmiştim. Çok şükür davetimden kısa bir süre sonra İçişleri Bakanımız Sn. Süleyman Soylu tarafından yayımlanan genelgeyle tüm illerde valilik ve kaymakamlıklarca belirlenecek bazı cadde ve sokaklarla ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda sigara içmek yasaklandı. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Gelin şu memlekete bir iyilik yapalım: “Kamuya açık tüm alanlarda sigarayı ve nargileyi yasaklayalım”. Bu “hayırlı adım” için birlikte olmaya var mısınız?
Kalem çizgimizin kesiştiği, fikir ifade zeminimiz Akşam Gazetesi yazarlarından Ahmet Kekeç Beyefendi’nin Kovid-19 sebebi ile hayatını kaybettiğini teessürle öğrendim. Merhuma rahmet, ailesine, sevenlerine ve Akşam Gazetesi’ne başsağlığı dilerim.