Rüzgar Erkoçlar çıktı ve yaşadıklarını geçen hafta Ayşe Arman’a anlattı. Taşıdığım beden bana ait değildi mutsuzdum o bedene ait hissetmiyordum kendimi ve kendim olmak istedim diye anlattı kısa ve öz yaşadığı süreci.
Sürekli bir şeyler yazılıyor çiziliyor. O da bir anne ve baba evladı… Onun da kardeşleri, ablaları, abileri var. Evet, o kamuoyuna malolmuş olabilir. Yaşadığı ilgi çekebilir ve merak edilenleri anlattı… Bitti… Sizin yatak odanız, sizin fantezileriniz size sorulsa… Dün karınızla yatakta ne yaptınız? Kocanız yatakta… Bunlar bir de anne babanız veya ailenizin bir ferdi yanında konuşulsa ne kadar hoşunuza gider. Elinizi vicdanınıza koyun yorum yaparken. İğneyi önce kendinize çuvaldızı sonra başkasına batırın. Farkında bile olmaya bilirsiniz oğlunuz, kızınız, ablanız, abiniz, kocanız, karınız siz fark etmeden belki aynı şeyleri yaşıyordur…
Duygularımın yeni tercümanı
Hayata ve aşka dair tüm yazılan çizilenlere özel ilgim var. Atasözü olsun, bir şarkının dizesi olsun, bir filmin repliği olsun, Aşık Veysel’in, Osho’nun sözleri eğer beni etkiliyorsa hemen twitter’da ozguraras profilinden paylaşıyorum. En çok da Mevlana’ya ilgim son zamanlarda daha da arttı. Bir de bu sözlere, cümlelere, kıtalara en takılmama neden hep bahsettiğim fal baktırdığım Mehtap’ın dükkânında duvarında yazanlar… Her gittiğimde bir iki şey yazıyordum twitter’a… Geçen gün bir twitt aldım. Benim yazdıklarımı niye çalıyorsun diye… Baktım ismine listemde mi diye ama yok. Yazdım hemen listemde bile yoksunuz, ben beğendiklerimi yazıyorum karşıma çıktıkça dedim. ‘Ben popüler değilim karşınıza çıkamaz’ diye cevap geldi. Kendisini hafife almış. Sosyal medya paylaştıklarını paylaşıyor farkında değil. Yaşanmışlıkla yazmış tüm twittlerini, beni de vuran tarafı oydu zaten. Benim gibilerin kurmak isteyip de kuramadıkları cümleleri kurmuş twitter’da ‘otistikabi’ nickli Sevgili Cem Yıldırım. Vaktiniz olursa bir bakın sayfasına hatta takibe alın. Sizin de söyleyemediğiniz belki de birçok şeyi söylemiştir Cem Yıldırım aynı benim kuramadığım cümleleri kurup kalbime duygularıma tercüman olduğu gibi…
Allah vergisi bir yetenek
Geçen hafta yazımda Burcu Güneş’in son albümü “Gül Kokusu”ndan bahsetmiştim… Şarkıları çok sevdiğimden, hele ki çıkış şarkısının kalbimizden vurduğundan. O şarkının yaratıcısını unutmuşum yazmayı… Deniz Erten’i unutmuşum. Yazıyı okuduktan sonra aklıma geldi. Son dönemlerde hangi şarkıya baksan altında Deniz Erten imzası var. Ben onu bundan sanırım 6 yıl önce tanıdım. Ofisinde karşılaştık. Esas işi başka, o işinde çok başarılı. Ama Allah öyle bir yetenek vermiş ki ona duygularımıza tercüman oluyor.
Mankenden oyuncu olur mu?
Kelebeğin Rüyası… Aylardır sokaklarda görüyoruz reklâm kampanyasını. Uzun bir aradan sonra farklı bir tanıtım kampanyası gördüm bir film için. Oyuncuyu da onore eden bir tanıtım kampanyasıydı. Her oyuncuya ayrı ayrı değer verildiğini gösteriyor. Ben Yılmaz Erdoğan’ı çok severim. Kalbimde özel yeri vardır insan yönüyle. Şiire olan sevdasına ve şiirlerine de bayılırım. Şiire tutkusunu sevdasını güzel bir filmle de anlatmış. Kelebeğin Rüyası’nda Kıvanç Tatlıtuğ’a bir kez daha bayıldım. Mankenden oyuncu olunur mu? Bakınız Kıvanç Tatlıtuğ’a ‘olunurun’ cevabı. Mert Fırat hiç ilgimi çekmemişti İntikam dizisine kadar o zamana kadar hangi dizide nerede rol aldı bile bilmiyordum. Bu da benim ayıbım ama gerçekten bilmiyordum. İntikam başladı o kadroda yer alan herkesi ilgi ile izlerken Mert Fırat dikkatimi çekti. Sonra Kelebeğin Rüyası’nda rolüne çok yakıştığı kanaatine vardım. Belçim Erdoğan. Eşinin işinde ama hakkını vermiş rolünün. Görün bakın Belçim Erdoğan yurt dışında güzel işlere imza atacak. Bu filmle birçok yönetmenin dikkatini çekecek. Filmde emeği geçen herkesin yüreğine sağlık. Kelebeğin Rüyası’nı izlerken gözyaşlarınız siz fark etmeden akacak.
twitter.com/ozguraras
ozgurlebasbasa@gmail.com