Camiadaki nadir düzgün ilişkilerden biri Zuhal Topal ve Korhan Saygıner'in evliliği. İki yıllık flört sonrası 2008'de nikâh masasına oturan çiftin ne kadar çok çocuk sahibi olmak istediğini yakın çevreleri çok net biliyor. 2011 yılında yaşadığı hamilelik üzücü bir şekilde sonlanmadan önce birkaç kez bu isteklerini dile getiren çiftten ses seda çıkmıyordu.
İşte size yine bir mutluluk haberi. Zuhal Topal hamile. Yaklaşık 3 aylık bir can taşıyor bedeninde. Çok mutlu ama bir o kadar da tedirgin. Çok yakınları dışında kimseyle paylaşmıyorlar şimdilik. Daha önce yaşanan üzüntüyü bir daha yaşamak istememeleri çok doğal.
Topal Fulya'da bir klinikte tedavi görüyordu. Başarılı tedavi sonrası tüp bebek yöntemiyle dileğine kavuştuğunu öğrendi geçenlerde. İster istemez bir 'nazar korkusu' var şimdilerde çiftte. Bu mutlu haberi verdiğim gibi 'Nazar değmesin, Allah tamamına erdirsin' demek de boynumun borcu... Sağlıklı bir şekilde doğduğunu görmek en büyük dileğimiz...
Nişantaşı kaynıyor!
Bir süredir kaynıyordu zaten Nişantaşı. Önceki gün zirve yaptı panik havası. Akşam saatlerinde İzzet Çapa'nın kişisel twitter hesabından attığı tweet'le başladı her şey." Limonata, AVM'nin içindeki ömrünü tamamlamıştır. Yakın dönemde Nişantaşı'ndaki yani yerinde sizlere 'Hello' diyecek' açıklaması bomba gibi düştü sektöre.
Telefon üstüne telefon aldım. Bir sürü iddia var, yazmam doğru olmaz ama anladım ki, Çapa sıkılmış, değişiklik istiyor ruhu. Limonata City's Mahalle'den bağımsız olsa da, taşınma fikri mahalle esnafını kaygılandırmış. Bu hareketi, İzzet Çapa'nın Mahalle'den el çekeceğinin sinyali olarak görüyor birçoğu. Başlarda yaşanan yoğunluğun olmaması, Çapa vizyonunun devam ettirilmesine izin verilmemesi ve bunun doğurduğu iş kaybı gibi sebepler sıralanıyorlar ardı ardına. Bununla alakalı mı bilinmez, Günaydın'ın konsept değişikliğine gidip dükkanını 'köfte-döner'e çevireceği ve 'Steakhouse' konsepti için Abdi İpekçi üzerinde bir yerle flört ettiği dedikoduları mevcut.
Gelelim Limonata'ya. Bir yandan Ataşehir açılmak üzere hazırlana dursun Nişantaşı'nda iki ayrı dükkândan birinde karar kılma aşamasında. Her şey yolunda giderse 29 Mayıs'ta Limonata Nişantaşı sokaklarında...
Bir Demet-Hande klasiği
Türkiye Müzik Ödülleri'nin yankıları hala sürüyor. Demet Akalın'ın 'Yılın En İyi Kadın Sanatçısı' ödülünü alamaması ve ödülün Göksel'e yar olması çok konuşulur durumda. Aynı yarışmanın jürisinde olan ben, oyumu Demet Akalın'a vermiştim ve ne yalan söyleyeyim aklımdan Göksel'i geçirmemiştim. Bana sorarsanız o beşlideki en zayıf halkaydı. Ödül sonrası 'Demek ki değilmiş' demekten öteye gitmedim.
Önceki gün adaylardan Hande Yener bir kutlama tweeti attı. Aynen şöyle: Ben Göksel'i tebrik ediyorum. Sonuna kadar hak etti ödülünü. Yıllardır ruhuyla müzik yapıyor ve çok haksızlığa uğradığı zamanlar da oldu ve albümü çok sevildi. Ruhu magazin değil, damarlarında müzik var sevgili arkadaşımın.
Tekrar tebrikler
Küçük bir kamuoyu yoklaması benimki. Üşenmedim gazeteden 10 arkadaşıma tweeti okuttum. Ne yazık ki hiç biri Hande'nin bu tebriğini samimi bulmadı. Öne çıkan iki soru 'Neden ödüllerden bir hafta sonra bu tweeti atmış?' ve 'Ruhu magazin değil' kısmının samimi bir tebrik içinde yeri ne?
Ben de aynı fikirdeyim... Hande akıllı bir kadın, hiçbir zaman ispat edilemeyecek ama herkeste istediği hissi uyandıracak kelimeleri seçmenin ustası. Bir mühendis zekâsı... Peki ne gereği vardı?