Başlarda Nurettin Hasman'ın sevgilisiydi sadece... Cemiyet dergilerinde, davetlerdeki fotoğraflarını görürdünüz. Türkbükü'nde yüzükoyun güneşlenirken çekilen fotoğrafları onu gazetelerin magazin eklerine taşıdı ve sonra ana gazetelere... Eda Taşpınar birinin sevgilisi olmaktan, farklı bir yere taşıdı konumunu zekasıyla. Dünyaca ünlü markaların yüzü oldu, işbirlikleri yaptı. Bir süredir tanıtımlarda da boy gösteriyor. Bir sohbet esnasında öğrendim ne kazandığını. Telaffuz edilen rakamlar 15 bin lira etrafında dönüyor. Şaşırtıcı değil mi? Ajanslar ve aracıların da para kazandığını unutmadan kabaca bir hesap yaparsak Taşpınar'ın eline bir saatte 10 bin lira kalıyor! Kazanç kısa sürede ve yüklü olunca, seyahatler bile yarıda kesilebiliyor. Bir örneği de yarın gerçekleşecek. Eda Hanım Amerika seyahatini yarıda kesti, yarın bir yatak üreticisinin tanıtımında boy gösterecek...
Demet'in spesifikasyonları
Cuma günü, popçularımızın dudaklarını oynatarak, yurtdışında yaşayan Türklere verdikleri playback konserler sonrası 'Viyana'yı fethettik, Berlin'i yıktık' kabilinden laflar etmesini konu alan bir yazı yazdım. Onca popçu varken Demet Akalın alınmış... Giyecek bir şeyim olmadığını düşündüğünden olsa gerek, Twitter hesabından giydirmeye çalışmış bana olanca IQ'suyla.. Yok, kızmadım. Okuduğunu anlayıp yazmış olsaydı onları, belki kızardım. Ben, yazıyı anlaması için ona yardımcı olmaya çalıştım. Daha önce de bir iki kez kaleme aldım Demet Akalın'ı, bir kez daha almanın zararı yok.
Akıllıdır
Demet Akalın akıllıdır. Hande Yener'in Yalanın Batsın'la başlattığı, Kırmızı, Balon gibi efsane şarkılarla ekol haline getirdiği ve 'yeni şeyler yapmalı' deyip, bırakıp gittiği 'giderli şarkılar' yolundaki boşluğu fark etmiştir. Hande'nin açtığı yoldan yürüyerek başarıyı yakalamıştır. 'Senin anan güzel mi?' gibi, anlatım dili, özüne uygun şarkılar seçmesi, onu daha da gerçek, inanılır kılmıştır.
İyi niyetli, duyarlıdır
Kendini alkışlamayan izleyicilere 'Abi Diyarbakır'dan mı geldiniz hepiniz, dağdan mı geldiniz anlamadım yani. Moron Moron bakıyorsunuz' der, sokakta mendil satan çocuklar için 'sinek' benzetmesi yapar ama bir durup düşünmeden iyi niyetiyle (!) milleti uyarmaktan da geri kalmaz. Duyarlıdır Demet Akalın...
Kendini tanır, çalışkandır
Akalın -bir önceki albümünü saymazsak- son yılların başarılı isimlerindendir. En önemli özelliği kendini tanıması, ne yapıp ne yapamayacağını bilmesidir. Sol anahtarıyla Fa anahtarı arasındaki farkı bilmediğinin farkındadır mesela ya da muhteşem bir sese sahip olmadığının. Ama çalışkanlığı, Allah vergisi süpervizörlüğü ve günümüzün imkanlarıyla bunların üstesinden gelebilmektedir. Neticede müzik sektöründe para kazansa da müzik bilmesine gerek yok, di mi? Çok satmasıyla övündüğü albümlerin kayıt edildiği stüdyolar saat ile kiralanmaktadır. Bir şarkıyı bir saatte okuyan da var, bir haftada okuyan da, neticede para ve sabırlı bir ekip varsa herkes şarkı söyleyebilmektedir. İş şarkıyı dinlemeye gelince kimse farkı anlayamaz zaten...
Aslında severim Demet Akalın'ı... Daha 'ne çok şey'dir o, yazmakla bitmez...
Kısa kısa...
İki önemli ismi ağırlamaya hazırlanıyoruz. Biri David Guetta. Dünya çapında 15 milyon albüm satmış bir fenomen. 4 Mayıs'ta Küçükçiftlik Parkı'nda olacak. Diğeri ise kelimenin tam anlamıyla bir efsane; Tomatito. İsmini ilk kez Mısırlı Ahmet'ten duyduğum, dinleyip bir nevi müridi olduğum Flamenko üstadı... 8 Şubat akşamı İstanbul Kongre Merkezi'nde döktürecek. Bir de güzellik; Tomatito'nun workshop'u 6 Şubat'ta Pera müzikte... Ücretsiz!