DİZİYİ bırakıp gidişi de hamile oluşu da çok yazıldı çizildi. ‘Tükenmişlik sendromu’ diye bir şeyin var olduğunu onunla öğrendi birçoğumuz… Şu sıralar eli kulağında, anne oldu olacak. Tabiri caizse ‘beş var’ dedikleri günlerde. Tüm naifliği, gücü ve kadınlığıyla Almanya’ya yerleştiği günden bu yana Türkiye’den pek çok teklif aldı Meryem Uzerli. Birçok dizi yapımcısı peşine düştü, Medyapım’ın götürdüğü yarışma jüriliği teklifini ise aylar önce yazmıştım. Geçen günlerde bir teklif daha aldığını duydum Uzerli’nin. Diğerlerinden çok daha büyük bir teklif... ‘Hürrem Sultan’ rolüyle Türkiye’de inişli-çıkışlı bir şöhret yakalayan ve dizinin yayınlandığı onlarca ülkede bir anda ‘yıldızlaşan’ oyuncu teklifi kabul etmedi. Bir reklam teklifiydi bu. Ortadoğu ülkelerinde, Rusya’da ve Türkî cumhuriyetlerin bazılarında satılan bir bebek bezi markası, güzel oyuncu ve doğacak bebeğine yaptı bu teklifi. Yazılı basına verilecek ilanlarda, billboardlarda kullanılacak fotoğraflar, radyo jingle’ları için alınacak ses kayıtları ve TV-sinemalarda dönecek olan reklam filmi için tam 1 milyon lira teklif edildi Meryem’e. Uzerli çocuğuyla birlikte yer alması istenen bu teklifi büyük bir nezaketle geri çevirdi. Çocuğunu reklam malzemesi yapmak fikri içine sinmemişti besbelli. Böyle bir proje için kendisini düşündükleri için teşekkür etti aracı kuruluşa ve ‘hayır’ dedi 1 milyona. Attığı her adımla her gün biraz daha büyüyor Meryem gönüllerde. Duruşu, kararlılığı, doğallığı, tüm içtenliği ve kırılgan sessizliğiyle ‘evin kızı’ oluyor her geçen gün. Ve Türk halkı dönmesi için sabırsızlanıyor…
Nejat İşler’i öldürmek…
BİZDE âdettendir ünlü olanı sosyal medyada öldürmek… Hastaneye kontrole gidersin, ölürsün. Yaşlanmışsındır, ölürsün. Başarılı bir operasyon geçirmişsindir, ona rağmen ölürsün. Hiçbir şey ortada yokken trafik kazası yapar, yine ölürsün.. Heyecan ararız biz çünkü. ‘Bak, bir yalan attım herkes konuşuyor’u severiz. Bir iş başardık zannederiz. Şimdi moda Nejat İşler’i öldürmek. Hastaneye kaldırıldı kaldırılalı birkaç kez öldürdük… Ha, arada bir de Ara Güler’i öldürdük değil mi? Sahi kim yazdı o ilk ‘Ara Güler’i kaybettik’ tweet’ini? Ara Hoca’nın cevabını aldı mı acaba?
Orhan Gencebay konserleri ne oldu?
‘ORHAN Gencebay’la Bir Ömür’ rekorlar kırdı, bir akımın öncüsü oldu, devamı da gelecekti… Orhan Baba’yı konserlerde görecektik, olmadı. Peki gerçekten olmadı mı? Aslında aksayan bir şey yok. Geçen hafta kulağıma ilginç detaylar çalındı. Geçen yaz yapılması planlanan konserlerin bu yaza kalmasının sebebi işin birkaç level daha büyümesi aslında. Ferit Şahenk’in satın aldığı, Türkiye’nin en önemli organizasyon şirketlerinden biri olan Pozitif Live yapacak Gencebay konserlerini… Şahenk’in Gencebay’a olan sevgisi ve saygısını bir de dostluklarını düşünürsek, sürpriz değil… Hemen her hafta, bu turne için oluşturulan bir ekip sessiz sedasız toplanıyor, sürecin eksiksiz ilerlemesi için çalışıyor. İlk konser İstanbul’da, tarih 7 haziran... Şu ana kadar bir Türk sanatçının kullandığı en gösterişli sahne hazırlanıyor Orhan Baba’ya. Sahneyle alâkalı tüm detaylar, dünya devi bir isim olan Madonna’nın sahne amirinin yönetiminde hazırlanıyor. Anlayacağınız Orhan Baba ilk konserinde İstanbul’u yıkmaya hazırlanıyor.
Demir Demirkan’ın son gözdesi ‘Dev’
YILBAŞINDAN bir gün önce, şans eseri Nişantaşı’nda dinlemiştim onları. Kısa bir süre sonra elime albümleri gelince şaşırdım. Rock müzik yapan, yeni bir grup ‘Dev’. Kendilerine ait söyleyecek bir şeyleri olduğu ve birilerine benzeyebilmek adına yola çıkmadıkları net. Son günlerde en çok dinlediğim albüm onlarınki. Dev, bir Demi r Demirkan işi… Tecrübelerini, hayallerini onlara aktardığı çok belli. Rock’un o eşsiz ruhunu kendilerince yorumlayan bu adamlara bir kulak vermekte fayda var…