Despot devlet tarihimizden fışkıran otoriter icraatlar, her daim olduğu gibi 'muhalif varoluşun' yarattığı anksiyeteyi yatıştırmak için ilaç gibi geliyor.
Bugünün muhaliflerini kıstıran sorgulanamaz 'terörle mücadele paradigması', bir yandan rutin devlet pratiği gibi işlerken; medya, akademi ve piyasa ittifakı da kendince 'teröristleri' işaretleyip devlete iletme telaşına giriyordu.
Sivil alanda cüsseleşen bu otoriter eğilimler, gözüne kestirdiği muhalif figürleri piyasalara has yöntemlerle 'etiketleyerek' piyasa dışı bırakıyor.
Elbette bu ürkütücü durum, sivil piyasa toplumunun, yekpare totaliterleşme sürecinde 'rap rap' ilerlediğinden başka neyi gösterebilir ki? Güvenlikçi devlet ideolojisinin uzantısı 'durumdan vazife çıkaran vatandaş' misali; medyanın, ekran ve sayfalarındaki 'fikri homojenizasyonu' bozan kalem ve sesleri temizlemesinin ardından, öğrencileri fişleme ve gözetlemenin ötesinde ekşi sözlük, facebook taramalarıyla teşhis edip okuldan uzaklaştıran rektörler gelmişti.
Bu travmatik tecrübemize en son piyasaların hareketlenen 'sağduyusu da' katılıyordu...
İnternet üzerinden konser, gösteri ve tiyatro bileti satan sektör tekeli şirketin Grup Yorum'un biletlerini satmayacağına dair haberler geldi.
Yani paralı sınırsız özgürlük alanı piyasalar da yerde gökte 'terörist unsur aramaya' kalkışarak asayişe sivil katkıda bulunuyorlardı!
27 yıllık protest/muhalif duruşlu müzik grubu, milyonlarca dinleyicisi olan Grup Yorum'un biletlerini satmanın 'sakıncalı' olduğunu idrak etmişlerdi!
Grup Yorum izleyicilerinin yoğun tepkileri üzerine 'üzüntüye kapılan' şirket, 'bilet satışının önünde hukuki bir engel olup olmadığını öğrenmeyi bekledikleri' açıklamasına sığınmıştı.
Belli ki şirketin Grup Yorum'a karşı aşırı hassasiyetinin altında Malatya'da Grup Yorum biletleri satan 6 öğrencinin 'terör suçu' işledikleri için aldıkları 1-13 yıl arasındaki ceza kararı vardı.
Yaşama dair en sıradan fiillerin bile 'terörize' edilerek suçlaştığı günümüzde maço, milliyetçi, ayrımcı popüler kültürün yapımcısı piyasalar da artık 'şiirde, müzikte, tuvalde terör unsuru' aramakla mükellef zihniyete gönüllülükle eklenmişlerdi...
'Kutsal devlet' ideolojisiyle özdeşleşen piyasa rasyonelimiz ve 'sivil toplumumuzun' geçmişte olduğu gibi asayişçi/güvenlik alanında yapacağı bekçilikten kimse kuşku duymamalıdır...