Perşembe günü bizim istihbarat servisinin elde ettiği inanılmaz belgeler ve diyalogları aktardım sizlere. Soner Yalçın'ın sorgusundan çıkan malzemelerin bir kısmıydı bunlar. O yazı üzerine nihayet şu sorunun cevabı tartışılmaya başlandı: Yalçın bir istihbarat elemanı mı? Nereye çalışıyor? Hangi yapıyla bağlantısı var? Bugün o malzemelere devam etmek istiyorum.
Oda TV'de yapılan aramada incelenen ST3120827AS_4MS1TF89 seri numaralı hard diskin üzerinde durmak gerek. Zira o hard disk içinde daha önceki operasyonlarda, şu an Ergenekon terör örgütü sanığı olan kişilerde ele geçen örgüt dokümanları bulunmuş. Neler mi o dokümanlar? 'Bilderberg Çetesi' 'Cumhuriyet Gazetesi' 'Dergi Proje Analiz' 'Fabrikatör' (Bu tabir Doğu Perinçek için kullanılıyor o jargonda) 'mafia' 'mit medya' 'panzehir' ve en önemlisi 'Ulusal Medya 2010'.
***
'Ulusal Medya 2010' 'Ulusal Medya 2001' adlı Ergenekon'un medya yapılanmasının nasıl olacağının belirlendiği belgenin güncellenmiş ve yeniden organize edilmiş hali. İçinde neler yok ki... Birkaçını sıralamak bile işin vahametini anlamaya yetiyor!
Bu belgenin içindeki hanefi.doc isimli dosyadan başlayalım. Bu dosyanın içeriğinden anlaşılıyor ki bu, her nasıl bir yapılanma ise, ana hedefi Fethullah Gülen hareketi. 'Cemaat' diye bahsediyorlar hareketten. Soner Yalçın'ın notlarından aktarıyorum:
'Referandum sürecinde cemaat yıpratılmalı ve kamuoyu üzerinde güvenilirliği azaltılmalı. Hanefi kullanılmalı. Böyle bir şeyi kendini ortaya koyarak teklif etmesi önemli.'
'Sabih üstat da, İlhan Cihaner olayı mutlaka kitapta işlenmeli diyor. Cihaner'i bayraklaştıralım'
Bu cümlelerden anlıyoruz ki Sabih Kanadoğlu da Soner Yalçın'la yakın irtibat içinde ve büyük bir olasılıkla Hanefi Avcı'nın propaganda amaçlı kitabının yazılma sürecini önceden biliyor.
Aynı notun devamında Gülen hareketini imha etme planı çerçevesinde nasıl medya operasyonlarının hedeflendiğini de görebiliyorsunuz:
'Doğu, cemaatle ilgili M. Cengiz'de kullanılabilecek yeni belgelerin olduğu haberini gönderdi. Muhakkak görüşülmeli, bu belgelerde cemaat içi kavga başlatacak bilgiler olduğunu söylüyor. Kitaba eklenmeli' (Doğu, Doğu Perinçek, M. Cengiz de Ergenekon'un İşçi Partili sanıklarının avukatı olan Mehmet Cengiz muhtemelen)
Perşembe günkü yazımda da söylediğim gibi Hanefi Avcı'nın kitabının bir istihbarat operasyonu olduğu açık seçik belli. Bu kitabın yazımıyla ilgili yine Soner Yalçın'dan çıkan Nedim.doc isimli dosyada aynen şunlar var:
'Nedim'in emniyet bağlantıları önemli, irtibatlarını devam ettirsin, Toygun'un gazeteyle problemleri var. Nedim çözebilir mi? Haber yayınlatamıyorsa biz neden değerlendirmiyoruz? Hanefi ve ekibini çok iyi tanıyor. Nedim ile Hanefi'nin Dink konusundaki görüş ayrılıkları gündem yapılmamalı, üzerinde durulursa savunmamız ve etkisini artırmamız zor olabilir'
***
Peki ama kim bu Nedim? Soner Yalçın sorgusunda 'Nedim'in Nedim Şener olduğunu söylemiş. Nedim Şener buna karşılık Soner Yalçın'a iftira davası açtı. Yalçın'ın kendisini kasıtlı olarak 'Ergenekon çemberi'ne dahil etmek istediğini, kendine suç ortağı aradığını, Yalçın ile hayatında yalnızca bir kez karşılaştığını söylüyor.
Sorgudan çıkanlar tabii ki bu kadarla sınırlı değil. Ancak bu kadarı bile neyin ne olduğunu anlamak için yeterli. Kamuoyunun bir kısmını gazetecilik adı altında tahrik etmeye çalışan, arka planda kirli oyunlar planlayan, operasyonel kitaplar yazdıran ve tüm bunları 'vatansever Atatürkçü muhalefet' süsüyle yapan bir zihniyet var karşımızda. Vicdanı olan her gazeteci bu kirli zihniyete karşı durmalı. Mesleklerini böylesine çirkin amaçlar için istismar edenlere tavır koymalı!
Not: Sizi günlerdir bu meseleyle meşgul ediyorum ama gazetecilik adı altında uzun süredir yapılan tetikçilik ve sorguda ortaya çıkan planlara karşı ses yükseltmeyi bir tercih değil zorunluluk bildim. Bu süreçte yanımda olan vicdan sahibi herkese çok teşekkür ediyorum!