ABD Kongresi Türkiye’ye karşı CAATSA’yı işletmeye kalkarsa F-35’ten daha ciddi ve ‘kalıcı’ bir sorunumuz olacak.
CAATSA’nın açılımı “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası”...
İngilizcesiyle “Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act.”
Sözlükler, ‘adversary’ kelimesini ‘düşman’ yerine, ‘rakip’ anlamına daha yakın ‘hasım’ diye çeviriyor.
Ancak bu ‘nezaket’, kelimenin aynı zamanda ‘düşman’ anlamında da kullanıldığı gerçeğini değiştirmiyor.
Eğer Türkiye bu yasa kapsamına alınırsa;
ABD Başkanı Donald Trump başkanlık yetkilerini kullansın kullanmasın, yaptırımları uygulasın uygulamasın, hafifletsin hafifletmesin, çok net bir sonuç doğuracak:
ABD, ‘müttefik’ Türkiye’yi ‘hasım’ ilan edecek.
NATO tarihinde ilk kez bir müttefik, İran, Kuzey Kore ve Rusya ile aynı sepete konulmuş olacak.
***
Ankara’da görüştüğüm kaynaklardan aldığım izlenimi şöyle tanımlayabilirim:
Temkinli iyimserlik...
İyimserlik bir ölçüde ABD’de Atlantik İttifakı’nı ve Türkiye’yi önemseyen güçlü çevrelere dayanıyor.
“Rusya ve İran tehditleri; Suriye ve Akdeniz’deki gerginlikler varken en önemli müttefiklerden birini karşımıza almak Amerika’nın çıkarına değil” yaklaşımı bu çevreler için gerekçe olabilir.
Bu gerekçe, seçim öncesi ‘Obama yönetimini suçlama’ fırsatından yararlanmak isteyen Trump için de kullanışlı.
Zira Trump, “Obama Türkiye’ye Patriot satmayarak bu önemli müttefikimizi Rusya’ya mahkum etti; şimdi bunun bedelini de yine müttefikimize ödetmek adil değil...” demişti.
İhtiyat kısmı ise ABD güvenlik kurumları ve ‘etkili lobilere’ dayanıyor.
Pentagon, Dışişleri ve CIA’in Beyaz Saray’dan; hatta bazen Beyaz Saray’ın Başkan’dan farklı davranması ihtiyatlı olmak için yetiyor.
Buna bir de Washington’daki ‘İsrail lobisi’nin etkisini ekleyin.
Bu lobi, Türkiye’nin bölgesinde ve İslam Dünyası’nda güçlenmesine karşı BAE, S.Arabistan, Bahreyn, Mısır ittifakını kurmuştu.
İhtiyat payını iyimserlikten epey fazla bırakmak gerekiyor.
***
Ankara da ihtiyat payını fazla tutuyor olmalı ki; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Eğer Amerika bize karşı düşmanca bir tutum takınırsa biz de misilleme yaparız onlara söylediğimiz gibi. Bu blöf ya da tehdit değil” dedi.
Misillemeye ‘İncirlik seçeneği’ de dahil.
İncirlik Üssü, ABD için hayati önemde.
Amerika’nın Sesi kanalı da Çavuşoğlu’nun sözlerini “Amerika yaptırım uygularsa Türkiye karşılık verecek” başlığıyla duyurdu.
***
ABD Kongresi’nden çıkacak karar ve Başkan’ın tavrı sadece Türkiye için sonuç doğurmayacak. Aynı zamanda NATO’nun ABD bağımlılığıyla alacağı daha ne kadar yolu kaldığını da gösterecek.
Yazının girişindeki ifade Ankara’da bir savunma yetkilisine aitti.
“S-400-F-35 krizinden sonra ‘en kötü senaryo’ gerçekleşirse...” diye sorduğumda verdiği cevaptan alıntıladım:
“O zaman F-35’ten daha büyük sorunlarımız var demektir.”
Beylik deyimle, “gözler Washington’da”...
Anadilinde okuduğunu anlayamamak anlaşılmaz!
Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin akademik becerilerine ilişkin geliştirdiği ABİDE testini tamamladı.
Ayrıntıları önemli, bir ölçüde olumlu kıpırdanma var ama ‘kaba’ bir temel sorunu gözümüze sokuyor: Okuduğunu anlamakta yetersizlik!
İlkokulda alfabeyi henüz öğrenmiş çocukların kitaplarındaki soruları okudum;
Uzun ve zor okunur kelimelerle kurulan karmaşık ve uzun cümleler!
Sonuca şaşırmadım.