Özellikle son 15-20 gündür yürütülen sivil ve askeri diplomasi sonuç verdi. İçte ve dıştaki destekçilerine rağmen PKK terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde oluşturmayı hedeflediği koridor tıkandı. Türkiye’yi ‘DAEŞ mi PKK mı’ gibi bir tercihle karşı karşıya bırakma gayreti içinde olanlar da avucunu yaladı. Bunlar kendilerini çok iyi bilir.
Bu süreç zarfında bir yandan Dışişleri Bakanlığı bir yandan asker, parmak ısırtacak bir işbirliği yaparak taraflara kararlı olduğunu vurguladı. Kapalı kapılar ardında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’li mevkidaşına ‘Bize müdahaleden başka çare bırakmadınız’ mesajını verirken, başta Özel Kuvvvetler olmak üzere komutanlar bölgede gövde gösterisi yaptı.
Her iki kanattan da verilen mesaj aynıydı; “Ne kadar ciddi ve kararlı olduğumuzun farkına varın. Yanıbaşımızda kurulmaya çalışılan bir oyuna göz yummamız mümkün değil. Hemen yarın bölgeye gireriz demiyoruz. Ancak siz müdahale etmezseniz, biz vururuz.”
Bu kararlı mesajı iyi okuyan ABD, önce bölgede etnik temizliğe başlayan PKK terör örgütünü uyardı, hem de DAEŞ’le mücadele ivmesini yukarı taşıdı. ABD, bununla da sınırlı kalmadı, Türkiye’ye çok kalabalık bir heyet gönderdi. Türk yetkililer, muhataplarına aynı mesajları vermeyi yine ihmal etmedi.
Bu da Özkök'ün bloğu
Hürriyet gazetesinde blok heveslisi çok isim olduğunu görüyorum ve üzülüyorum!
Neden mi?
Yüzde 60’lık blok oluşturdukları iddia edilen muhalefet partilerinin başta liderleri olmak üzere kurmayları bu bloğun yıkıldığını açıkça söylerken, Hürriyet yazarlarının bu direnişine anlam veremiyorum! Kılıçdaroğlu, ‘Ne çatısı, çatı mı kaldı’ derken, MHP’li Halaçoğlu, Meclis başkanlığı seçimlerinde yaşananlarla ilgili olarak CHP’ye atıfta bulunarak ‘Dinsiz parti’ benzetmesi yapıyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli, bloğun yüzde 13’ünü oluşturan HDP için ‘onların olduğu yerde biz yokuz’ diye haykırıyor.
Durum bu kadar netken, size ne oluyor?
Ertuğrul Özkök’ün önceki günkü yazısının ilgili bölümünü hatırlayalım; “…7 Haziran’da iktidar karşısında bizim yüzde 60’ımızın muhasebesini çıkardım. Üç partinin ortak paydası ne çıktı biliyor musunuz.. Erdoğan’ın başkanlığına hayır. Türkiye’de ‘Seni Saray’a kapatacağız’ diyen 3 partinin oyu, sırf Meclis başkanını seçemediler diye, niye blok sayılmıyor… Cumhurbaşkanı hâlâ nasıl nutuklar atabiliyor”..
Cümlelerin arasındaki ‘bizim yüzde 60’ımız’ vurgusuna dikkatinizi çekerim.
Peki yüzde 52 nerede?
Bu arada Özkök’ün merakını ben gidereyim!
‘Niye blok sayılmıyor’un cevabını yukarıda anlattım. Bunu artık zorlamanın bir anlamı yok!
Ayrıca ‘Sizin yüzde 60’ınızın muhasebesini yaparken, yüzde 52’yi unutmuşsun. Hani 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği yüzde 52? Biraz da onun muhasebesini yapmayı tercih edersen, çok daha sağlıklı sonuçlara ulaşacaksın.
Bir başka nokta da, senin yüzde 60’lık bloğun, ‘Erdoğan’ın başkanlığına hayır, Seni Saray’a kapatacağız’ dediği sürece muhalefete mahkûm olmaktan kurtulamayacak.