Adana’daki TIR skandalıyla tam anlamıyla ayyuka çıkan devlet içindeki casusluk çetesinin faaliyetlerini saymakla bitiremeyiz. Önümüzdeki günlerde TIR iddianamesinin tamamlanması sonrası bu çetenin yapılanmasını da göreceğiz diye düşünüyorum.
Adana’daki olayı bir kenara bırakıp bugünlerde çok sık gündeme gelen dinleme faaliyetlerine geçelim. Özel hayatın mahremiyeti açısından vazgeçilmez olan internet düzenlemesine her ne kadar bazı kesimler sıkı muhalefet etse de düzenlemenin bu görüntü ve dinlemelerden musdarip olan bu kesimin işine geldiğini söylemek zor değil. Buradaki muhalefetin “Özgürlükler elden gidiyor” yaygarasıyla iktidarı yıpratmak amacıyla yapıldığı da şüphe götürmez bir gerçek.
Bugün belki yapılan dinlemeler, ortaya saçılan telefon konuşmalarından nemalananlar olabilir. Çünkü bu dinlemeler 17 Aralık operasyonundan çok daha önce planlı bir şekilde yapılmış.
Düşünün ki 300 kişinin çalıştığı bir kurumun başındasınız. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) bahsediyorum. Bu kurumun başkanısınız. Bu kurum telefon dinlemelerini yapan bir kurum. Kimi, neden dinlediğinizi kurumun başındaki ismin bilmesi gerekiyor. Ancak, bundan önceki başkanın yaşadıklarından bahsediyorum, personeliniz kayıtları size açmıyor. Hatta bazı odalara “Yetkiniz yok” diyerek girmenize izin vermiyor.
Evet, daha önceki TİB Başkanı bire bir bunları yaşadı. Devlet içine çöreklendiği görülen bu ‘paralel yapı’ bütün ülkeyi dinlerken her türlü hukuksuzluğa imza atıyor. Bu da yetmiyormuş gibi, kurumda yapılan yeni düzenleme sonrası görevlerine son verilenler, giderken yaptıkları bütün kayıtları da beraberinde götürüyor.
Bu konuyla ilgili soruşturma tüm hızıyla devam ediyor. Adli süreç de herkesi dinleyen bu paralel ağı ısrarla takip edecek.
Okullarda toplu beddua Meşhur beddua görüntüleri Pensilvanya’dan Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşmüştü. Bu uygulama cemaate ait okullarda yaygın bir şekilde sürüyor. Bir arkadaşımın anlattığı olayı aynen aktarıyorum. |