Eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in ölmeden önceki son 3 yılına tanıklık eden gazeteci Mehmet Çetingüleç, aldığı notları “Ecevit’in Anıları: 12 Yıl Saklı Tutulan Veda Sohbetleri” ismiyle kitaplaştırdı.
Kitapta çarpıcı anekdotlar var. Ancak hiç kuşkusuz en dikkat çeken bölümü Kemal Derviş’le ilgili olanları. ABD’den çağırıp, ekonominin başına oturttuğu ismin 12 gün boyunca telefonuna çıkmadığını şaşkınlıkla anlatan Ecevit, Derviş için “Şeytani hesaplar içerisindeydi” ifadesini kullanmış...
Bu ifadeleri okuyunca rahmetliyle aramızda geçen ve Derviş gibi ‘pişmanlığım’ dediği Hüsamettin Özkan’la ilgili bir hatıra zihnimde canlandı.
KREDİ SKANDALI
Şöyle ki;
O dönem koalisyon hükümetini Ecevit değil Hüsamettin Özkan yönetiyor. Özkan’ın kayınvalidesinin batık Egebank’tan aldığı ve geri ödemediği krediyle ilgili bir haber hazırlamıştım. Skandal ülkenin gündemine bomba gibi düştü, günlerce konuşuldu. Haberin yayımlanmasından 1 hafta 10 gün sonra dönemin BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, Ecevit’le birlikte kameraların karşısına geçerek haberimi yalanladı. Bütün belgeleriyle ortaya koyduğum haberin yalanlanması beni çok şaşırtmıştı. İşin peşini bırakmadım tabii. Yıllar sonra da olsa vefatından çok kısa bir süre önce merhum Ecevit’le görüşme fırsatı buldum. Belki de son röportajı benimle yapmıştı. Söyleşinin ardından merhum Başbakan’la özel sohbet şansı da yakaladım. Ve kendisine geçmişte yaşadığımız yalanlamayı ve Hüsamettin Özkan’ı sordum. Ecevit, mahcup bir tavırla Hüsamettin Özkan’ın kayınvalidesiyle ilgili kredi haberinin doğru olduğunu, Özkan’ın büyük ısrarı üzerine o yalanlama açıklamasını yaptığını ifade etti. Hüsamettin Özkan’ın Kemal Derviş’le birlikte kendisini sırtından bıçakladığının altını çizen Ecevit, hastaneden çıkamamasında Özkan’ın çok büyük günahı olduğunu anlattı.
Ecevit’in hastanedeki günleri ve uğradığı ihanetle ilgili detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsanız o dönem korumalığını üstlenen Recai Birgün’e kulak vermenizi tavsiye ederim.