Bu nasıl müttefiklik, inanın insanın aklı almıyor. Aylardır uğraşıyoruz, bilgi ve belgelerle anlatmaya çalışıyoruz, yetmiyor! ‘DAEŞ’le mücadele için 2400 isim veriyoruz’ ikna olmuyorlar. Hâlâ, askerimizi, polisimizi şehit eden PYD’yi terör örgütü olarak görmüyorlar. Tam tersine, bu eli kanlı örgüte silah yardımına devam edeceklerini söylüyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaret ettiği ABD’den bahsediyorum.
Dolu dolu 5 gün süren ABD temasları sırasında özellikle Brookings Enstitüsü’ndeki programda şahit olduğum tablo ibretlikti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söylediği gibi bütün terör örgütleri kol kola girmiş, protesto gösterisi yapıyordu. PKK orada, DHKP-C orada, paralel örgüt orada, ASALA orada… İşin ilginç yanı bir tarafında Atatürk, diğer tarafında ay-yıldız olan bayrak taşıyanlar da bu örgütlerin yanında. Aklınıza gelebilecek her türlü küfür, kâfir dillerinde.
Aslına bakarsanız bu birliktelik, ABD’ye vardığımız ilk dakikadan itibaren başladı. Kaldığımız otelin önüne gelen örgüt militanları sürekli tacizde bulundu. Hedefleri, bizleri tahrik edip onlara tepki göstermemizi sağlamak ve sonra da mağduru oynamaktı.
Bu arada, paralel örgütün ABD’deki yapılanmasını inceleyen Amsterdam Hukuk Bürosu ile de görüştük. Çok ilginç şeyler öğrendik ancak beni en çok etkileyen, örgütün ABD’de giderek büyüdüğünü anlatan cümle oldu.
17-25 Aralık sivil darbe girişiminin ardından müttefikimiz ABD’ye, aynı PYD örneğinde olduğu gibi ‘paralel örgüt’ü anlatıyoruz. Örgütün liderinin ya iade ya da sınır dışı edilmesini istiyoruz. Ancak, gerek gördüklerim gerek yaşadıklarım gerekse dinlediklerim ‘paralel örgüt’ün ‘Derin ABD’ tarafından himaye edildiğini gösteriyor. Türkiye’de terör örgütü üyesi olarak iddianamelerde ismi geçenler ellerini kollarını sallayarak Washington sokaklarında boy gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da böyle düşünüyor olacak ki, yaptığımız röportajda sorduğumuz soruya verdiği cevap, “Obama’yla görüşmemde bu konuyu gündeme getirmedim. Daha önce birkaç kez söylediğim için tekrar söylemeye gerek görmedim” şeklinde oldu.