Geçen perşembe günü itibarıyla Cinderes beldesi TSK ve ÖSO birliklerinin kontrolüne geçti. Böylelikle, Afrin merkezine giden düzlüğün önü açılmış oldu. PKK/YPG’nin Suriye’de savaşan en etkili kara gücü olduğu efsanesi biterken, TSK’nın 15 Temmuz FETÖ darbesiyle muharebe gücünde zaaf yaşadığı algı operasyonu da çöktü.
Türkiye’nin sınır ötesine asker göndermek, şehit acılarını göğüslemek gibi bir hevesi yoktu. Hâlâ da öyle ve ilgili bölgelerde terör riski sona erdiği ve hayatın normale döndüğü noktada bir gün fazladan, başka amaçlar için orada kalma niyeti de yok. Türkiye emperyal bir ülke değil. Ama Türkiye bağımsızlığını her ne pahasına olsun korumak için her türlü bedeli göze alabilecek kadim bir millet/devlet.
Başından beri söylüyoruz. PKK ve YPG’nin Kürtlükle, Kürtlerle herhangi bir ilgisi yok. Türkiye’nin giriştiği bu üç harekât da, ülke genelinde ve Güneydoğu’da gerçekleştirdiği terör mücadelesi, Kürtleri de içeren tüm vatandaşlarımızın hukukunu, özgürlüklerini, hayatlarını koruma amaçlıdır.
PKK’nın Çözüm Süreci’nde, YPG’nin de Suriye’de saptığı yolların Kürtlerin menfaatleriyle değil, emperyal devletlerin bölgedeki amaçlarıyla ilgili olduğu artık açıkça ortaya çıkmıştır. PYD’nin de birazcık bağımsız aklı olsaydı Türkiye ile hareket ederek daha farklı bir süreçte yer alabilirdi.
Ama onlar şeytanla pazarlık yaparak, bugünkü duruma geldiler. Türkiye’nin çökeceğini hesaplayarak kazançlı çıkacaklarını zannettiler. Oysa Türkiye bizim ortak ülkemiz. Türkiye’nin kazanacağı veya kaybedeceğini hesaplayarak hareket etmekten de önce, ahlaken ortak vatanımızı savunmak gerekmez miydi? Bize hayat, ekmek, onur veren binlerce yıllık birlikteliğimize sahip çıkmak için herhangi bir menfaat gözetmek gerekir mi?
Bugünü değerlendirmek için tarihi bilmek çok önemli. Osmanlı’nın çöküşüyle kurulan yapay devletlerin bugün -Suriye gibi- ne halde oldukları ortadadır. Bugün de kurulması planlanan devletçiklerin bir yüzyıl daha bölge insanına gözyaşından başka vereceği bir şey yoktur.
Oysa bizim Türk’ü, Kürt’ü, Ermeni’si, Sünni’si, Alevi’si, gayrimüslimi ve tüm kesimleriyle zaten geliştirebileceğimiz, ilerletebileceğimiz bir ülkemiz var. Ülkemizin bazı sorunları olabilir. Ama onları çözecek kabiliyetimiz, imkanlarımız da var.
Bu bilinç ve sağduyuyla hareket etmek her kesimin yararına olacaktır.