Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi güz oturumu için Strasbourg’da bulunuyoruz. Konsey’in toplantılarının bence en ilginç yanı yüksek seviyedeki siyasilerin yaptığı konuşmalar. Bu oturumda iki önemli isim vardı. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu...
Hollande’ın konuşması hakkında önümdeki sırada oturan Ukraynalı meslektaş “He mentioned everything about nothing” diye yorumda bulundu. Evet tahmin ettiğiniz üzere bu “hiçbir şey söylemedi aslında” demek. Hollande şüphesiz bir şeyler söyledi. Ancak Hollande’ın kişisel bir kredibilitesi kalmamış durumda. Ciddiye alınmıyor pek.
Yine de aktaralım...
Hollande özellikle Suriye konusunda Türkiye’nin altını özellikle çizdi. “Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde’ye” denebilir. Ancak bu açıklaması bence yine de önemliydi. Özellikle Musul harekâtı öncesinde... Hollande “Suriye konusunda Türkiye ile görüşülmeli. Bu konuda Türkiye çok emek harcadı. Suriye’deki çözümün Türkiye bir parçası olmalıdır, olacaktır” dedi.
Hollande Fransa’daki OHAL hakkında kendinden emindi. “OHAL kararlarını sorgulatmam” dedi. OHAL’in gerekçesi iki bombalama olayı biliyorsunuz. Nice’teki saldırının 14 Temmuz Cumhuriyet Günü’nde yapılmasının terör örgütünün bir mesajı olduğunu ve bu sembolik günde yapılan saldırının bir yıllık OHAL için yeterli meşruiyeti sağladığını söylerken son derece rahattı.
Bunları dinlerken tebessüm ettik tabii. Nitekim bir gün sonra Dışişleri Bakanımız Sayın Çavuşoğlu bu konuya değindi ve Türkiye’nin Nice’tekine benzer 10 saldırı yaşadığı, yüzlerce sivil vatandaşını kaybettiği halde OHAL ilan etmediğini ifade etti. Türkiye’ye uygulanan çifte standart anlaşılabilir gibi değil. Çavuşoğlu da konsey üyelerine ideolojik yaklaşım ve “gizli ajandalardan” uzak durma uyarısı yaptı.
Çavuşoğlu 2003’ten beri Konsey’de bulunmuş, Konsey’in başkanlığını yapmış, bu kurumda itibarı ve etkisi çok yüksek bir siyasetçi. Nitekim konuşması çok rahat/etkileyiciydi. Sorulara verdiği cevaplar da çok yetkindi. Konsey’de bulunan Türkiye alerjisiyle malul kesimlere hiç alan bırakmadı. Zamanı çok iyi kullandı.
Avrupa’nın anlaması gereken şey, Avrupa kurumlarının gittikçe etkisini yitirmesinin nedeninin en başta sergilenen bu kibir olduğu. Tüm dünyanın Avrupa’nın arzu ettiği gibi yaşaması, onun keyfine göre davranması vs... Olaylara bu gözle bakınca, sizin şablonunuza uymayan her şey hatalı ve yanlış.
Hatta Avrupa Konseyi’nin twitter hesabından 15 Temmuz’dan sonra darbeyi destekler şekilde yorumlanabilecek bir paylaşım dahi oldu. Darbenin gerekçesi olarak Konsey’in son Türkiye raporundaki tespitler kanıt gösterildi.
Türkiye bunları aşıyor hiç sorun değil. Gerekirse ilişkiler kökten gözden geçirilir o da sorun değil. Hatta bu kurumlarla ilişkiler sona da erebilir. Bunlar Allah yapısı şeyler değil. Yeni bir dünya kuruluyor. Kurumların değişmesi, bazılarının çökmesi, yerine yenilerinin kurulması bekleniyor.
Benim daha çok dikkatimi çeken Avrupa’nın içeriden çürümeye başlamış olması. Nitekim Hollande “Konsey’in sonu gelebilir” dedi. Bunu Konsey Genel Sekreteri Jagland da teyit ediyor. Avrupa kurumlarının itibar ve gücü gün geçtikçe azalıyor. Bu dünya için iyi bir şey değil.
Avrupa’nın bu hayal dünyasından çıkarak, kibirden arınarak gerçek dünyaya dönmesi gerek.
Yoksa küçük kıta yine faşistlerin eline geçecek.