Twitter'ın ABD Başkanı Trump’a sansür uygulaması küresel sosyal medya şirketlerinin gücünü tartışmaya açtı. Devletler mi güçlü, bu şirketler mi?
Maalesef milli devletler, egemenliklerini küresel çaptaki büyük sosyal medya şirketlerine, haberleşme uygulamalarına kaptıralı çok oldu. Son birkaç on yılda iktidarlarını bu şirketlerle paylaşmak zorunda kaldılar.
Önlerinde duracak, direnebilecek pek fazla bir güç yok.
Uluslararası bir dokunulmazlığa sahipler.
Güçlerini giderek de artırıyorlar.
Bunlardan kaçmak çok zor. Yağmurdan kaçıp doluya tutulmaya benziyor. Sosyal medyadan çıkamazsınız, haberleşme uygulamalarını kullanmayı bırakamazsınız.
Başka yabancı sosyal medya şirketlerine kaçmak da çözüm olmayacak.
İktidarı başka bir sosyal medya şirketiyle paylaşmış olacaksınız.
Milli yazılımlara kaçmak çözüm olur mu, o da belli değil. Kullanıcıların güvenlik beklentilerini yerine getirecek donanıma sahipler mi? Yeterli alt yapıya sahipler mi?
Eksiksiz yerli bir yazılımı ürettiğimizde, mevcut haberleşme uygulamalarını kullanıcıların tercih edebileceği cazibeye eriştirdiğimizde ancak küresel şirketlerin egemenliği sınırlanabilir.
ABD’deki siyasi çalkantılar dünya için fırsat oldu aslında. Twitter’ın, Başkan Trump’ın hesabını askıya alması kimsenin yeterince özgür olmadığını gösterdi. Sesini anında kısacak devletler üstü bir gücün varlığını bilmek dünyayı yeni arayışlara yöneltiyor. Twitter bugün hiç olmadığı kadar sorgulanıyor, Watsapp’tan toplu göçler yaşanıyor.
Değişik bir dönemden geçiyoruz. Tarih, büyüme ve güçlenme imkanı tanıyor bizlere. Dijital devrimi gerçekleştirmeyi başaran devletler bağımsızlığını koruyacak, kendi yazılımını üretemeyenler iktidarlarını yabancı şirketlere devretmek zorunda kalacak. Bu gidişat kaçınılmaz. Hızla tedbir alma zamanı.