Yılın en son derbisinde Türk Telekom Arena'nın en sürpriz taraftarları yargı camiasının iki ünlü ismiydi. Galatasaray'ın kazandığı maçla ilgili dünkü yazımda izleyiciler arasında Şike Davası'na bakan mahkemenin Başkanı Mehmet Ekinci ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Fikret Seçen'in de olduğunu aktarmıştım.
Gözlerden uzak bir köşede sessizce maç izleyen Fenerbahçe taraftarı iki ünlü hukuk adamı... Arena deplasmanında 'sarı lacivert galibiyet' izlemeye gelmişlerdi.
Aziz Yıldırım başta olmak üzere çok sayıda futbol adamına o cezaları veren mahkeme başkanı Ekinci, Balyoz ve Ergenekon soruşturmalarının en kritik dönemindeki kilit isim Fikret Seçen...
Fenerbahçe beraberlik golünü atınca 'çaktırmadan' seviniyorlardı. Galatasaray tekrar öne geçince bu kez moralleri bozuluyordu. Ama coşkuyu da hüznü de dışarıya göstermeden...
Devre arasında 15 dakika sohbet ettik.
Elbette futbol konuştuk; futbol ve hukuk...
Ekinci Beşiktaş-Bursa maçını da İnönü'de izlemiş. Sezonun en şahane futbolunu sahasında görmüş. 'Çok şanslıymışsınız' dedim. Sonra laf derbiye geldi. Onların gözünden 'sahaya ne yansımış' anlamaya çalıştım. Ekinci'nin ağzından çok önemli şu tespit döküldü:
'Türkiye'de şike bitmiştir. Artık bizim futbolumuzda şike olmaz, olamaz. Kimse buna cesaret edemez.'
Elbette daha fazla konuşamazdı. Sonuçta büyük fırtınalar kopartan bir yargılama süreci işliyor. Top Yargıtay'da. Neyse ki Türkiye uluslararası platformlardan ceza yemedi, turnuvalardan men edilmeden kurtuldu. Yoksa Türk futbolu çok daha ağır darbeler alırdı. Burada aslan payı Başbakan Erdoğan'ın.
'Caydırıcılık açısından söylüyorsunuz değil mi' dedim, sonra 'Artık yasası çıktı' diyerek detaylandırmaya çalıştım. Ekinci tek kelimeyle 'evet' dedi. Fikret Seçen söze girdi: 'Sadece yasanın çıkması değil, o yasanın uygulanması da belirleyici. O yasayı kimin, nasıl uyguladığı.'
Doğruydu...
Arena'dan 'bir yargı-futbol' kulisi işte böyleydi.
YARGI NE DERSE O
Şike Davası'yla ilgili tutumumuz kamuoyunun bilgisi dahilinde. Kesin hüküm için yargının son sözü beklenmeli. Süreçteki hataları, çifte standardı ve uygulama farklılıklarını eleştirdik. Ama daima adil yargılamayı savunarak ve davalara müdahale hatasına düşmeden...
O meşhur 'esas ve usul ayrımını' her daim gözeterek...
Yılın son derbisinde Hakim Ekinci'nin 'Türkiye'de şike bitmiştir' sözünü de aynı bilinçle kayıtlara geçirmek lazım. Bir futbolsever olarak öteden beri şike veya teşvik priminin varlığını hissetmişimdir. Bundan en çok da Seba döneminden bu yana Beşiktaş'ın mağdur olduğuna inanmışımdır. Kartal'ın elinden nice şampiyonluklar alındı. Ama geçen yılki o meşhur dava kapsamında ne olup bittiği benim gözümde net değil. Yargı ne derse o.
Ama doğrudur, şu anda Türkiye'de şike, teşvik, hatır transferi gibi çirkinliklerin olacağına asla ihtimal vermiyorum. Her musibetten bir hayır doğarmış. Yeri gelmişken şunu da eklemeli:
Yıldırım Demirören'in 'Türk futbolu tepeden tırnağa yeniden yapılandırılmalı' sözü olduğu yerde duruyor. Devrim yapmadan ancak günü kurtarırız. Kalıcı ve sürdürülebilir başarıya ulaşamayız. İşte derbideki futbol kalitesini izledik. Hemen bitiminde Barcelona'yı da...
R. Madrid maçını da...
Bizdeki futbolsa onlarınki ne?
Yok eğer İspanya'daki futbolsa bizdeki ne?