Sonra tarihsel uzlaşmadan söz edildi! 14 Şubat 99'da Amerikalılarca Türkiye'ye verilen Abdullah Öcalan İmralı'daki mahkeme sürecinde tek taraflı ateşkes ya da eylemsizlik ilan etmiş, PKK militanlarından Türkiye dışına çıkmalarını istemişti.
İmralı öncesi ve sonrasında da Öcalan benzer ateşkes ve eylemsizlik kararı almış ama çoğu zaman da sonuç alınmamıştı. Çünkü Öcalan o zamanlar 'Teröristbaşı' idi ve PKK bir terör örgütüydü.
Peki şimdi ne değişti?Henüz bilmiyoruz. Süreç nereye gider bunu da bilen yok. Başbakan Erdoğan'ın bu süreç ile iç ve dış politkada birçok şeyi hedeflediği kesin. Elbette Kürt sorununun çözümü sürecinde Türkiye'de çok ilginç bir dönem yaşanıyor. Özellikle medya ve aydınların ani ve keskin dönüşümü çok daha ilginç. Hafızalar sıfırlandı.
İLK SINAV GEÇİLDİ
Her şeye rağmen kanı durduracak ve mutlak barışı sağlayacak bu süreç tarafları açısından çok önemli ilk sınavı başarıyla geçti. Bakalım bölgesel ve uluslararası aktörler ne tür hamlelerde bulunacak? Örneğin Kürtleri ve dolayısıyla Türkiye'nin Newroz'u kutladığı günün gecesi bir intihar eylemcisi Şam'da bir camiye girerek Suriye'nin en önemli din âlimi Ramazan El-Buti ve yanında bulunan 41 insanı öldürdü. El-Buti Kürt kökenli ve Cizre doğumludur. Üstelik Arap ve İslam âleminde ılımlı ve barış sever tavırlarıyla biliniyordu. ÖSO ya da Kaide'ci El-Nusra katilleri onu bu nedenle ortadan kaldırdı. Katliamın Newroz ve Türkiye'deki süreç, Obama'nın İsrail'den Suriye'yi tehdit etmesiyle ilişkisinin olup olmadığını bilmiyoruz. Ama bu coğrafyada hiçbir şey tesadüf değil.
SİPARİŞ GÖREVLENDİRME
Hafta başında Suriye Geçici Hükümeti'nin başkanlığına Gaasan Hito seçilmişti. O da Kürt kökenli. Yani Türkiye'deki sürece ve Suriye'deki gelişmelere uygun bir kişi. Üstelik Amerikan vatandaşı ve eşi Amerikalı Hıristiyan! Mısır'ın Müslüman Kardeşler Cumhurbaşkanı Mursi de Amerikan vatandaşı ve NASA'da çalışıyordu. Kaddafi'den sonra Abdülrahim El-kib sipariş üzerine çalıştığı ABD'den getirilip başbakan yapıldı. Amerikan vatandaşıydı. İşgalden sonra kurulan ilk Irak hükümetinin başbakanı Ayad Allavi ise hem ABD hem de İngiltere vatandaşı. Geçen yıl İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi'nin ilk başkanı Hıristiyan Burhan Galyun Fransız vatandaşı.Tunus'ta seçimleri kazanan İslamcı El-Nahda'nın lideri Gannuşi 20 yıl İngiltere'de yaşamıştı.
BARIŞIN, FENA YAPARIM
Siparişle getirilen ve birer proje olarak coğrafya halklarının tepesine oturtulan bu insanlar kendilerini oralara taşıyan iradeye hizmet ediyor. Örneğin Suriye Geçici Hükümeti'nin Başkanı Hito. Adını duyan bile yoktu. Suriye Ulusal Koalisyonu'nun 72 kişilik yönetim kurulunun yarısı şoke oldu: 'Bu adam da nereden çıktı' diye. Elbette ilahi güç ve iradenin şapkasından! Yoksa Ürdün Kralı Abdullah Anıtkabir'de ağladıktan sonra, Başbakan Erdoğan ve Müslüman Kardeşler hakkında o kadar ağır laf eder miydi? Kral hazretleri yalnız AKP ve Başbakan Erdoğan'a değil, bölgedeki tüm Müslüman Kardeşlere ve Mısır'daki liderleri Mursi'ye çok ağır yüklenmişti.
Mursi'yi 'Yüzeysel, derinliği olmayan sığ bir kişi' olarak niteleyen kral, Müslüman Kardeşleri 'Kuzu postunda tehlikeli kurtlar' diye tanımladı. Bunlar olurken Obama hazretleri Tel Aviv'de İsrail'e mutlak bağlılığını ilan ediyordu. Anlaşılan ABD'deki Yahudi lobileri Obama'yı yola getirmiş! Yakında Türkiye'ye 'İsrail ile barışın yoksa fena yaparım' derse hiç kimse şaşırmasın!
NOT: Bu yazı Netanyahu'nun özür dilemesinden önce yazılmıştır.