Hürriyet dün manşetini Joe Biden'a ayırmıştı. Hürriyet'e konuşan Biden, 'Türkiye, Suriye'de gerçek bir liderlik gösterdi'' demiş ve vermiş gazı Ankara'ya... Ancak Hürriyet güzel bir şey yapmış. Haberle birlikte Biden'ın güzel bir fotoğrafını kullanan Hürriyet şöyle bir başlık kullanmış: Hep Türkiye karşıtı. Hürriyet Biden'ın 36 yıllık kongre üyeliği döneminde her konuda Türkiye'nin karşısında olduğunu hatırlatmış. Şimdi bir düşünün böyle bir adam Ankara'ya geliyor ve 'Aynı STRATEJİK vizyona sahip olduğumuz Türkiye, Suriye ve bölge konusunda lider'' diyor.
Acaba hangi Biden doğru? Bugünün Biden'ı mı, yoksa yaşamı boyunca Türkiye'ye düşman olan Biden mı? Biden'ın Türkiye'ye karşı ne dümenler çevirdiğini merak edenler Semih İdiz'in 30 Kasım tarihli Milliyet'teki köşesine bakabilir. Semih dostumuzun deyimiyle ''Biden senatör olarak Türkiye'ye karşı ne kadar 'düşmanca davrandıysa, şimdi de o kadar 'pohpohlayıcı' olacaktır''. Yani yağ çekip gazı verecektir.
Peki Biden Ankara'da Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'a 'Siz bizim STRATEJİK müttefikimizsiniz' derken Başkan Obama acaba ne yapıyordu? Dünkü AKŞAM'ın birinci sayfasında okumuşsunuzdur. Obama, Amerika'daki Yahudi lobilerin ortak toplantısında yaptığı konuşmada: ''İsrail'den daha önemli müttefikimiz yok'' demiş.
Peki, bu durumda kim doğru söylüyor? Başkan Obama mı yoksa yardımcısı Biden mı? Hadi diyelim ikisi doğru söylüyor. Yani geçmişin Biden'ı değil bugünün Biden'ı ile Başkan Obama. Yani ABD'ye göre Türkiye lider bir ülke ama İsrail daha önemli bir müttefik. Bu durumda ortada bir sorun var. Çünkü Türkiye ve İsrail aynı coğrafyada ve şu sıralar ilişkileri gergin. Çünkü İsrail 9 Türk insanını öldürdü ve tüm istek ve ricalara rağmen özür dilemiyor ve tazminat ödemiyor. Peki diyelim ki Türkiye-İsrail ilişkileri daha da kötüleşti. Ya da yakın gelecekte Arap ülkelerinde iktidara gelen ve gelecek olan Müslüman Kardeşler ile AKP hükümeti İsrail'e karşı ortak cephe kurdu. Bu durumda Obama ve Biden acaba ne yapar? Örneğin Türkiye'ye 'Hadi Suriye'yi işgal et ve oradan da İsrail düşmanı, İslamcı Hamas ve Müslüman Kardeşler yönetimindeki Kahire ve Şam'ı yanına alarak İsrail'i haritadan sil'' der mi? Ya da AK Parti ve dostu İslamcı Arap partilerine 'Yahudi İsrail devleti ile kardeş kardeş yaşayın'' der. Bu da olmazsa İsrail'e 'Arap ülkelerinde iktidara gelen Müslüman Kardeşler AK Parti önderliğinde senin ve benim için bir tehlike oluşturmaya başladı'' der ve ondan bu ülkeleri nükleer bombalarla haritadan silmesini ister.
ABD ile ilişkiler işte böyle bir denklemin içindedir. İsrail söz konusu olduğunda ABD asla Türkiye'yi kollayıp tercih etmeyecektir. ABD 30 yıl süreyle kendisine ve İsrail'e hizmet eden İran Şahı'ndan bile vazgeçmiştir. ABD tüm emirlerini yerine getiren ve 30 yıllık süreyle İsrail'i kollayan Hüsnü Mübarek'i bile kafese koymuştur. Benzer bir konumda olan Tunuslu Bin Ali'yi de çağdışı Suudi Arabistan'a kaçırarak orada yaşamasına izin vermiştir. ABD böyledir. Siz ne yaparsanız yapın söz konusu olan kendi çıkarları ve İsrail olunca sonunda mutlaka sizi harcar ve yalvarma inlemelerini asla duymaz. Amerikan tarihinin tümü bu söylediklerimi kanıtlar. Tıpkı son dönemde Türkiye'ye Suriye konusunda gaz vermeye çalışan Fransa ve İngiltere'nin tarihi gibi. Tabii İsrail'i de unutmamak gerekir. Neyse ki Beşiktaş ve İsraillileri harika çalımlarıyla perişan eden Quaresma var. Hem de son dakika gölü ile. Bakalım bu coğrafyanın gerçek Quaresma'ları ne zaman ortaya çıkacak?