1
THY, Mustafa Kemal Atatürk’ün 81. ölüm yıldönümü münasebetiyle masalımsı/çocuksu, paganist bir film hazırlamış.
Lafı hiç uzatmadan, demem odur ki;
Eğer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı CHP kazanmasaydı, THY böyle bir film yapmazdı.
Bilumum CHP’liler İstanbul’un kazanılmasıyla özgüven duvarını aşıp saldırganlaştılar ve birer mütecaviz oldular. Yani cibilliyetlerine iltica/irtica ettiler. Saldırganlıkları nedeniyle/sayesinde sosyal çevreyi kuşatma altına aldılar.
Bu kuşatmadır ki; 17 yıldır iktidarda olan Ak Parti’nin atadığı kimi bürokratları şimdiden etkisi altına almış bulunmakta.
2
Seçim süreci boyunca ve seçimden sonra da, dönüp dolaşıp CHP zihniyetini anlatmaya çalıştım.
Hiç kusura bakılmasın, hani o mürailik kokan malum cümle var ya; “demiştim demek istemiyorum ama…” diye, ben onu demeyeceğim. Bal gibi tam da onu söyleyeceğim: Bütün bunların olacağını önceden söylemiştik ama pek sesimizi duyan olmadı.
Kimi Ak Partililer dahi meseleye bir belediye seçimi olarak baktılar. Böyle olunca, bunun sonucu olarak belediyeler bazen kazanılır, bazen kaybedilir moduna girdiler.
Oysa, İstanbul hiçbir zaman belediyelerden bir belediye olmadı. İstanbul hep biricikliğini korudu. İstanbul her zaman omurga oldu, ana eksen fonksiyonunu icra etti.
Hadi bilemedik, fehmedemedik; tarihten ders de almadık; İstanbul’un kaybının bir tespihin imamesinin kopması gibi bir şey olduğunu geç anladık. (Anladık mı acaba?)
3
Tekraren söylersek; eğer CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmamış olsaydı ne THY yöneticilerinin aklına böyle bir film yapmak gelirdi, ne de kimse onlara böyle bir teklifte bulunabilirdi.