1
Belki de kuruluşundaki dengeler nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti dış politika konusunda içine kapanık bir yol izlemeyi tercih etti hep. Üstelik bunu, bizzat kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk’ün ağzından ‘yurtta sulh cihanda sulh’ şeklinde iyi bir statü imiş gibi bir nevi bayraklaştırdı.
Doğrusu bu tavır Türkiye’yi dünya denkleminin dışına itmekten başka bir işe yaramadı.
Egemenlerin dümen suyundan gitmeyi bir politika haline getiren Türkiye, bırakın dünya siyasetini, bölgesinde olup bitenlere dahi sesini çıkaramaz duruma düştü.
Kendine yönelik kimi tehditleri bile sineye çekmek mecburiyetinde kaldı.
2
Ta ki; Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı olarak Davos’ta İsrail üzerinden bütün dünyaya ‘one minute’ dediği zamana kadar.
“Bir dakika” dedi Erdoğan. “Bir dakika; bölgede Türkiye diye bir ülke var. Sizler bu zamana kadar bütün yapıp-etmelerinizde Türkiye’yi yok saydınız. Ama bugünden itibaren bu tavrınızı sürdüremezsiniz. Bölgedeki her oluşumda Türkiye’yi dikkate almak, Türkiye ne söylüyor diye bakmak mecburiyetindesiniz.”
Erdoğan bununla da yetinmedi, bu kez ölçeği dünya çapında büyüterek ‘dünya beşten büyüktür’ söylemiyle dünya denkleminin içine nüfuz ediverdi.
3
Uluslararası münasebetlerde söylem tabi ki önemliydi ama sonuç alıcı bir mahiyet kazanması için hiç de yeterli değildi.
Herhangi bir söylemin müşahhas karşılığı, ne yazık ki, hala, arkasına koyulabilecek ‘sert güç’ün varlığına bağlıydı.
Yoksa sözümüzün gök kubbede boşuna yankılanmasından öte bir anlamı olamazdı.
Nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti Silahlı Kuvvetleri’nin bir Rus uçağını düşürmesiyle; Erdoğan’ın dünya sistemine karşı yükselttiği itirazi sesin arkası tahkim edilmiş oldu.
Bu tahkimattan sonra, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bu açık ve net.
4
Bundan sonra Suriye’deki Esed güçleri başta olmak üzere, Esed’e destek veren unsurlar; Rusya, İran, Hizbullah v.s. atacakları her adımdan önce Türkiye’nin tepkisi ne olur diye hesap yapmak mecburiyetindedir.
Bundan sonra PKK, PYD, DAEŞ gibi terör örgütleri bin düşünüp bir adım atmak durumunda kalacaktır.
Irak Merkezi Yönetimi, Irak Kürdistan Bölge Yönetimi bundan sonra yapacağı her hamlede Türkiye’yi yanına almaya çalışacaktır.
Hatta İsrail, bundan sonra Filistinlilere karşı yapacağı her operasyonda, Filistinlilerin doğal ve tarihi hamisi olan Türkiye’nin ne diyeceğini hesaba katarak hareket edecektir.
5
Türkiye merhale merhale ‘tam bağımsız bir ülke’ olma yolunda yürümektedir.
Allah hayretsin ve yolunu açık tutsun. Amin.