1
Bir konuşmasında Başbakan Davutoğlu, mealen “devletin merhamet elinin yanında kudret eli de vardır. Gerektiğinde kudret elini devreye sokmaktan çekinmeyiz” diyordu.
2
Mescid-i Aksa/Kudüs bir kez daha İsrail’in hayasızca ve küstahca saldırısına maruz kaldı.
O Kudüs/Mescid-i Aksa ki...
İslamın şiarındandır
İslamın izzeti, onuru ve namusudur.
Müslümanların ilk kıblesi.
Nebevi miracın mekanı.
Hz. Ömer ve Selahattin Eyyubi’nin şehri ve emanetidir.
İbrahim Karagül’ün deyişiyle Kudüs Müslümanlar için bir ruhtur, bütün Müslümanları saran...
Müslümanları harici kötülüklerden koruyacak bir örtü.
Esat Arslan’ın “tesettür yürüyen İslamdır” tespitindeki tesettür gibi haremimizin sınırlarını çizen ve koruyan.
3
Hemen hemen aynı saatlerde...
Yahudi-Musevi İsrail Mescid-i Aksa’ya saldırıp, Kudüs’ü kalbinden vururken...
Durzi-Arap Esed Halep’i vurdu varil bombalarıyla, vuruşu son olsun, Halep düşsün beklentisiyle...
Halep’in her an düşeceği söz konusu olmalı ki şimdiden Halep’ten kaç yüz bin kişinin göç edeceği ve ne kadarının nerelere gideceği/gidebileceği konuşulmaya başladı.
4
Görünen odur ki Kudüs sahipsiz, Halep sahipsiz.
Yine görünen o dur ki Kudüs ve Halep’e sahip çıkacak bir potansiyel güç de yok.
Dünyaya hiç bakmayın.
Olup bitenler zaten onların isteklerine ve çıkarlarına uygun.
Gözümüzü dikeceğimiz yer Müslüman dünya.
Orada da varsa yoksa Türkiye.
Tarihin birçok döneminde olduğu gibi...
İslamın onurunu ve izzetini...
Haremini ve namusunu koruma görevi Türkiye’nin, Türkiyelilerin omzunda.
Bunun için ve bu nedenle
Türkiye ‘kudret eli’ni devreye sokmalı.
Bununsa en kestirme ve en rasyonel yolu Halep’e müdahale etmektir.
Halep’i Esed’in tasallutundan korumaktır.
Meseleyi müphem bırakmamak için adını açıkça koymak gerekirse...
Türkiye askeri güç başta olmak üzere bütün imkanlarıyla Halep’e yürümeli ve Halep’i kurtarmalı ve korumalıdır.
Üstelik bunu yalnız başına yapmalıdır, özellikle batıdan her ne ad altında olursa olsun yardım almamalıdır.
5
Halep kurtulduğunda Kudüs/Mescid-i Aksa kurtulacaktır/korunacaktır bundan emin olabilirsiniz.
Halep’i kurtaran ‘ordu’, bütün Müslüman halkların ordusu olacaktır.
Böyle bir güç teşekkül ettiğinde kimse ama hiç kimse İsrail de dahil...
Bir daha Müslümanların izzetine, onuruna ve haremine saldırmaya cesaret edemeyecektir.
Kimse kirli postallarıyla Mescid-i Aksa’ya girmeye teşebbüs edemeyecektir.
Bir daha tekrar etmek gerekirse;
Kudüs’ün/Mescid-i Aksa’nın kaderi Halep’in kaderine bağlıdır.
Not: Türkiye askeri gücünün sınır ötesi operasyon yapabilecek kapasitesi ve motivasyonunun olup olmadığı benim tartışabileceğim bir mesele değildir.