1
Malumunuz; cehalet, sadece malumat eksikliği, bilgi yoksunluğu değildir. Aynı zamanda ahlaki yozlaşma ve çürüme karşılığı olarak da kullanılır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı'nın sözleri bu bağlamda tam bir cehalet örneğidir.
Öyle ki Amazon ormanlarındaki ilkel(!) kabileler dahi bu kişiden daha bilgili ve aydınlanmıştır. Onlar her halükarda hayatta kalmasını, birlikte yaşamasını bilirler ve becerirler.
Oysa, CHP zihniyetli insanları toplumdan tecrit edip, hepsini bir araya toplayıp; hadi burada kendinize bir hayat kurun... dense inanın hayatta kalma becerisini dahi gösteremezler. Birbirlerinin kuyusunu kazmaktan başka bir etkinlikle/etkileşimde bulunamazlar.
2
"Kurtuluş Savaşı'nda dindarlar yok"muş.
Bu biraz da Kemal Kılıçdaroğlu'nun gaflarına benzemiyor mu?
"Kurtuluş Savaşı'nda dindarlardan başkası yoktu..." diyeceğine laf ağzından yanlışlıkla çıkmış olmasın.
Aksi halde tepe tepe kullanmaktan bıkmadıkları Mustafa Kemal Atatürk'ü dahi inkar etmiş olurlar.
Bunların hali hani helvadan put yapıp sonra onu yiyenlerin haline benziyor.
Zira Kurtuluş Savaşı sırasında herkes gibi Mustafa Kemal de dindardı/dindar görünümlüydü.
Öyle sıradan, yurdum insanı bir dindar da değil; Balıkesir Zağnos Paşa Camii'nde hutbe irad edecek kadar dindardı.
Mehmet Akif'i Ankara'ya bizzat Mustafa Kemal çağırmıştı.
Bu CHP'li ilkokul seviyesinde tarih bilgisinden dahi mahrum anlaşılan.
Başkaca birçok şeyi yamultmuşlar veya saklamışlardır. Ama TBMM açılış merasimi ayan beyan ortadadır.
3
Yoksa, bu arkadaş şunu mu söylemek istedi: "20 yıldır iktidarda olan bu Ak Partililer var ya;
Onlar, 1930 yıllarından sonra sistematik bir şekilde Mustafa Kemal Atatürk'ün devletten ve kamusal alandan kovduğu dindarların devamıdır. 20 yıldır Türkiye'de atalarını Atatürk'ün kovduğu bir anlayışın temsilcileri iktidardır. Bu bizim için züldür..."
Bu durumda ortaya şöyle bir soru çıkar değil mi?
Peki! Mustafa Kemal dindarlık (din ile ilgili) konusunda Kurtuluş Savaşı devam ederken mi samimiydi, yoksa 30'lu yıllardan sonraki tavrında mı?
Gerisini varın siz düşünün.
Böyle derin(!) sorulara cevap vermek benim 'başımı ağrıtıyor'.