Bundan sonra bu tür hikayeleri daha fazla duyacağımız kesin...
İçerde ve dışarda büyük organizasyonlar/oyunlar/projeler sonucu Ak Parti iktidarının güya gidici olduğuna dair bir algı oluşturmakla meşguller ya...
Buna inanan kimi gazeteciler, sivil toplum örgütleri, işadamları ve dahi bürokratlar;
Ak Parti'den uzaklaşmaya, hatta Ak Parti karşıtı bir konuşlanmaya çalışmakta...
Bu tavrı evvel emirde kişilerin ya da kurumların her devrin adamı olma ve daima iktidar nimetlerinden yararlanma dürtüsüne bağlasak da...
Bir başka husus var ki; onu göz ardı etmemeliyiz.
CHP korkusudur o!..
İnsanlar, olası CHP iktidarında önceki pozisyonları nedeniyle kıyıma ve zulme uğrayacaklarından korkmaktadır.
Bu korkularında haksız da değiller ne yazık ki.
CHP'nin geçmişi bunu söylediği gibi, bugün dahi sahip oldukları belediyeler eliyle kendilerinden saymadıkları kişilere zulmetmekte bir beis görmemektedir.
Hatta, şimdiden 'varsayalım ki' iktidarlarının şımarıklığı ile -bizzat genel başkanlarının ağzından- herkesi tehdit etmekteler.
Oysa, tersi olsaydı.
Olmaz ya yine varsayalım; CHP iktidarda ama ilk seçimde gidici gözüküyor.
O ortamda hiç kimse gelecek iktidar korkusuyla (iktidar nimetinden faydalanmayı hep istisna tutarak) hareket etmez, böyle bir mecburiyet duymazdı.
İşte tam da bunun için, bu millet CHP'ye iktidar imkanı vermeyecektir inşallah.
'SİYASİ HARİCİLİK'
Yeni fark ettim. (10 Kasım Çarşamba) Yasin Aktay'ın kullandığı 'Siyasi Haricilik' kavramını.
Aktay; Lütfü Türkkan ve araçsallaştırılan milliyetçilik üzerinden anlatıyor siyasi hariciliği ve diyor ki; "... sonradan katıldıkları bir davanın tek gerçek sahibi olduğunu iddia ederek davanın (asıl) sahiplerini piyadeye çıkarmak..."
Keşke; 'Siyasi Haricilik' Lütfü Türkkan gibilerin şahsına/mahallesine münhasır kalsa;
Sağımıza ve solumuza baktığımızda, görüş alanımızda o kadar çok siyasi hariciler mevcut ki... Allah hayreyleye.
BİR VESİLEYLE DAHA CHP AYMAZLIĞI
İBB Meclisi'nde 2022 yılının bütçesi görüşülürken ve 10 Kasım hatırlanırken Yavuz Donat'a kulak vermek var.
Donat bize; Anıtkabir'in yapımına 1944 yılında başlandığını, takip eden 6 yıllık CHP iktidarında bitirilemediğini, 1953 yılında DP'nin bitirdiğini hatırlatıyor.
Yani CHP Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrini dahi 6 yılda bitiremiyor, beceremiyor.
Bugünkü CHP de aynı eski CHP'dir, bilirsiniz de tekrarlamış olalım.
Beceriksiz, kompleksli, okudukça cahilleşen, ukala, yabancılaşmış, baskıcı, faşist kılıklı bir CHP...
TRT BUNU HEP YAPIYOR
Salıyı çarşambaya bağlayan gece saat 00:30 sıraları, TRT Müzik'te 'Radyo Günleri' diye bir program yayınlanıyor.
Solistlerden bir tanesi okuyacağı türküyü şöyle anonsluyor: 'Bir Görele türküsü: Çavuşlu Diye Diye' ve başlıyor okumaya...
Okuyor da, kırık bir Trabzon şivesiyle okuyor. Oysa Görele'de zinhar böyle bir lehçe kullanılmaz.
Öyleyse TRT bunu niye yapıyor?
Anlaşılan o ki; gerek müzik okullarında gerek TRT'de Karadeniz'in tamamında lehçeli/kırık bir Türkçe ile konuşulduğu zannediliyor.
Ve bu yüzden birçok türkünün yapısı, özgünlüğü bozuluyor.
Biraz daha dikkat.
Biraz daha hassasiyet... lütfen.