1
Dikkat ettiniz mi? Ak Parti’ye karşı oluşan cephe, eski Ak Partili iki kişinin kurma hazırlığında olduğu partilerden birisine ötekinden daha mutedil, daha sahiplenici, daha kabul edici bir şekilde yaklaşıyor.
Ahmet Davutoğlu’na pek yüz vermiyorlar, hakkında konuşmak durumunda kaldıklarında da olumsuz özelliklerini, mesela, Suriye olayının başlangıcındaki rolünü öne çıkarıyorlar.
Ali Babacan’ı ise; hem Ak Parti’nin ilk yıllarındaki ekonomik gelişimin sahibi, hem de özgürlükçü, liberal vs. olarak değerlendiriyorlar.
Hele bir de parlamenter sistemi geri getireceğim dedikten sonra,
Vallahi! Arka taraflarda ne tür bağlantılar vardır, kimin kime yönlendirmesi mevcuttur, kimin eli kimin cebindedir pek onlardan anlamam.
Ama bildiğim, geçmişte Davutoğlu’nun muhalefete oldukça sert sayılacak söylemlerinin yanında Babacan’ın neredeyse başkalarını ilzam eden hiçbir beyanatının bulunmamasıdır.
Bilmiyorum, bir de buradan bakarak iki oluşum hakkında değerlendirmelerde bulunabilir miyiz?
2
Sonuç, halkın tercihleriyle, yani seçim yoluyla oluşmuşsa söylenecek bir şey yoktur denilebilir.
Ancak bu hayatın bütün alanlarında olması gerektiği gibi kendi doğal akışı içinde gerçekleşmişse muteberdir.
Oysa; İstanbul’u CHP’nin kazanması siyasetin normal akış içinde ve rasyonel saiklerin sonucu, anlamlı ilişkiler neticesinde gerçekleşmemiştir.
Bir kere; başkanlık sıfatını kazanan kişi; ortaya çıktığı andan itibaren ve halen kategorik olarak, bile-isteye yalan söylemekte. Algı yönetiminde ve oluşturmasında elde ettikleri konjonktürel üstünlük nedeniyle her türlü edepsizliği yapmakta.
Kaldı ki; seçimden sonra yapılan bir kamuoyu araştırmasında Ak Parti, ittifaktan ayrı olarak %42’lerdeyken CHP %24’lerde.
Gel de bu durumu doğal ve meşru olarak kabul et.