10 büyükelçi "adamımızı bırak" dedi. Ne uluslararası hukukla, ne de diplomasiyle açıklanabilir. Düpedüz hadsizlik küstahlık ve dahi başka bir ülkenin içişlerine karışmaktır bu.
Başkan Erdoğan hadsizlere hadlerini bildirdi. "İstenmeyen adam ilan ederiz" dedi. Kendilerine geldiler. Hepsi birden; "Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine (ülkelerin içişlerine karışmamaya dair madde) riayet etmeyi teyit ediyoruz" dediler.
Aslında böyle krizler turnusol kağıdı gibi. Bu ülkede kimin nerede durduğu, kimin hesabına çalıştığı ortaya çıkıyor.
Bildirinin yayınlanmasından hemen sonra "ama AİHM kararları var", "Bizim hukukumuzda sorun var", hatta; "adamlar da haklı ama" diyeni gördük...
Tabii ya, büyükelçiler daha doğrusu o ülkeler bizim iyiliğimiz için çalışıyorlar. Türkiye'de demokrasi, özgürlük ve adaletin tesisi için çabalıyorlar?!..
Böyle söyleyen salaktır. Eğer salak değilse Sorosçu'dur...
Zayıflatılmış Cumhurbaşkanlığı Sistemi!
Parlamenter sisteme hızlı bir şekilde geçilecekmiş. Ama hemen ertesi gün seçim olması gerekmiyormuş. Öyle diyor Akşener.
Peki nasıl olacakmış o iş?..
Hızlı bir şekilde yürütmeden sorumlu bir "başkan yardımcısı" tespit edilecekmiş.
Ne kadar hızlı?.. Üç vakte kadar mı?!
Ee sonra?..
Seçilen cumhurbaşkanı sembolik çalışacak, bir başkan yardımcısı olacak, o da başbakan pozisyonunda olacak.
Yazık yahu, acıdım şimdi o cumhurbaşkanına...
Bu arada mesajı da aldık. "Ben başbakan olacağım" diyordu ya Akşener. Meğer planı buymuş. Önce sembolik biri seçilecek. Seçilen geçici cumhurbaşkanı, "hızlı bir şekilde" Akşener'i başkan yardımcısı yapacak. Böylece "sistem gereği" Akşener de otomatikman başbakan gibi görevlendirilmiş olacak... Seçilen cumhurbaşkanı ise sembolik olarak kalacak, mümkünse inzivaya çekilecek!.. (Amaç, parlamento güçlensin...)
Güçlendirilmiş parlamenter sistem bu işte.
Sizin sisteme başka bir isim de benden gelsin;
"Zayıflatılmış cumhurbaşkanlığı sistemi."
Nasıl olsa sistemin ne olduğunu kimse bilmiyor, salla gitsin!..
Ekrem'in yüzünde Rabbi Yessir varmış?!
Akşener'in ablası "Ekrem İmamoğlu'nun yüzünde Rabbi Yessir" görmüş. (Rabbi Yessir, "Rabbim kolaylaştır" demek. Kısa bir duanın başlangıcı. Yüzde görünmek ne demek?! Tövbe Estağfirullah...)
Kendisi de İmamoğlu'nun yüzünde 'Fatih Sultan Mehmed'i görmüştü.
Mansur Yavaş'a haksızlık etmeyin ama. "Onun da yüzünde Kanuni Sultan Süleyman'ı gördüm" deyin de, ayıp olmasın!