Muhalefetin deprem, sel, yangın ve dahi her türlü felakette siyaset devşirmeye ne kadar teşne olduğunu gördük...
Ekonomiye etkileri küresel çapta hissedilen ve dolayısıyla ülkemizi de etkileyen pandemiyi fırsat bildiler. Öyle ya, pandemi gibi bir fırsat yüzyılda bir gelir!..
Çok yıkıcı bir etki bekliyorlardı. Elbette ekonomik etkileri oldu. Lakin hesapları tutmadı...
Türkiye pandemiyle mücadeleyi başarıyla sürdürüyor. İktidar hizmet politikasından taviz vermiyor. Yatırımlara ve büyümeye hız veriyor. İhracatta rekorlar kırılıyor... Bunların etkisini orta ve uzun vadede hissedeceğiz...
Diğer taraftan da bağımsız aktif dış politikasıyla uluslararası arenada mücadele eden bir Türkiye var. Bölgesel bir güç olan Türkiye'nin küresel bir güç olması emperyalistleri endişelendiriyor. Türkiye'nin ne kadar ileri gidebileceğini öngöremiyorlar zira...
Velhasıl pandemiyle birlikte iktidar hayalleri kurmaya başlayan muhalefet hayal kırıklığına uğradı. Ama vazgeçmediler...
Muhalefet de (Koronavirüs gibi) farklı siyasi "varyantlarla" gelmeye başladı.
Psikolojik harp taktiği...
Millet aç, ülke battı, hayat pahalı... Hedef, gece gündüz aynı söylemlerle, felaket tellallığı yaparak vatandaşı şartlamak. Ümitsizlik oluşturmak. Ve bunları yalan bombardımanıyla sunmak...
Böyle sinir harbini sürdürerek ittifak içesinde yaşanan büyük kavgayı da perdelemeye çalışıyor muhalefet. CHP-HDP-İP ittifakıyla ortaya çıkan pejmürde sakil siyaseti de maskeliyorlar güya...
Sosyal medya trolleriyle sık sık "bunlar gidici, 2023'te kesin iktidardayız" sloganları atıyorlar. Amaç, cumhur ittifakında depresif bir ruh hali oluşturmak.
Bunu da akla hayale gelmeyecek yalanlarla yapıyorlar. Bir sürü uydurma anket yayınlıyorlar.
Lakin yalanda Goebbels'e tur da bindirseler de, hakikati örtemezler...
Son ankette Hilmi Daşdemir (Optimar) Cumhur İttifakı'nın oy oranının yüzde 50,7, Millet İttifakı'nın ise 34,5 olduğunu açıkladı. Muhalefet içindeki çatlak patlak da büyümeye devam ediyor üstelik.
Yalanlara, algılara kanmayın. Sinir harbinden korkmayın. Ümitsizlik pompalıyorlar, sakın yılmayın aldanmayın.
Sinmeyin, toparlanın taarruza geçin...
Sezai Karakoç'un dediği gibi...
"Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır".