Hayatımıza giren her yeni teknolojinin teknik rehberi olduğu gibi etik ve sosyal bir rehberi de olmalı. Yani bir nevi adab ve usul rehberi. 19.yy.’da Osmanlı sosyal hayatındaki değişim, nasıl ki adab-ı muaşeret kitaplarının yaygınlaşmasına vesile olduysa, 21.yy’ın yeni enstrümanları da benzer bir çabayı gerektiriyor. Cep telefonunun toplum içinde nasıl kullanılacağından sosyal medyanın idaresine kadar… Sosyal medya, irademiz dahilinde kişisel mahremiyetimizi topluma açtığımız bir alan. Biz bize olduğumuzu düşündüğümüz ama aslında belki de dünyanın en kalabalık ülkesine, özel dünyamızı afişe ettiğimiz bir mecra.
Sosyal medyanın bu yönünü bireylerin iradesine havale ederek, irademiz dışında maruz kaldığımız iletişim uygulamaları sorunlarına değinelim. Sesli ve görüntülü mesajlaşma uygulamaları, günlük hayatımızı kolaylaştırsa da, sıklıkla arzu etmediğimiz dozda vakit hırsızlığına ve zihin yoğunluğuna maruz bırakıyor bizi. Gecenin geç bir vakti, hiç tanımadığınız ama bir şekilde telefon numaranızı elde etmiş birisi, mesajlaşma uygulaması üzerinden art arda mesajlar yağdırabiliyor. Ya da telefon rehberinizdeki bir kişi, tek bir mesajda iletilebilecek bir konuyu beş-on farklı satırda, her biri bir bildirim sesi demek olan bir mesajlar silsilesine maruz bırakabiliyor. Karşılıklı yazışmıyorsanız en can sıkıcısı bu.
Bir başka adapsızlık; daha önce karşılıklı olarak hiç yazışmadığınız birisi selam verip bekliyor. Size düşen, sohbetin bir parçası olmak! Siz mukabele etmediğiniz sürece, söyleyeceği şey her ne ise söylemiyor. İçiniz elverirse silip daha sonra ‘selam verdim ama cevap alamadım’ sitemine maruz kalmayı beklemeniz ya da merhaba deyip, bu emrivaki sohbete boyun eğmeniz gerekiyor. Bitmedi…
Kazara ‘çevrimiçi’ görüldünüz, defalarca yazdı ve siz haklı bir sebeple cevap veremediniz. Alınganlıklar, sitemler birbirini takip ediyor. Ve gelelim, toplu mesaj listelerine… Cuma tebrikleri, yeni yıl ya da kandil kutlamaları ve bilumum yıldönümleri… Bir toplu mesaj listesine girmişseniz artık çıkmaz bir sokaktasınız! Ya nezaketle listeden çıkarılmayı talep edeceksiniz veya belli periyodlarda iş edinip, hiç okumadığınız mesajları silmeye mecbur kalacaksınız.
Oysa bu ve benzeri hususlara dikkat etsek, sözgelimi gece belli bir vakitten sonra kimseyi mesaj bildirimiyle de olsa rahatsız etmesek, ortak bir amaca hizmet etmiyorsa, karşımızdaki kişinin izni olmaksızın onu toplu mesaj listesine dahil etmesek, tek bir bildirimle gönderebileceğimiz bir mesajı 5-10 satıra yayarak gürültü kirliliğine sebep olmaktan kaçınsak, bu mesajlaşma uygulamaları gerçek bir nimete dönüşebilir. Ama aksi, tam anlamıyla insanın hayatını çepeçevre kuşatan, vaktini çalan ve adeta evinizin oturma odasına herkesin her an girebildiği bir ortam yaratıyor. İşte tam da bu nedenlerle, bir sosyal medya adap rehberine ihtiyacımız var.