Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Tufan Ünal’dan gelen davette,‘İşveren Sendikacılığının Tarihsel Perspektifi İçinde Gelecekteki Yapısı’ başlıklı panelde Prof. İlber Ortaylı’nın konuşma yapacağını okuduğumda biraz şaşırdım. Tarih-siyaset bilimi hocasının söyleyecekleri ile işveren sendikacılığının geleceği konularının nasıl örtüşeceği ilginç geldi. Panel önce sohbetimizde Tufan Ünal, “İlber Hoca da ben ne anlatacağım dedi ilk başta, geçen toplantımızda da Nasuh Mahruki ile Metin Akpınar konuşmacıydı, muhteşem sohbeti kaçırdın” diye anlattı.
ÇEİS, 50’nci yılını kutluyor, ‘işveren sendikacılığında işçiyle ücret pazarlığı yapıp, iki yıl sonraki toplu iş sözleşmesi görüşmelerine kadar yan gelip yatma döneminin bittiğini’ anlatmaya çalışıyor.
İlber Ortaylı hoca da sözü aldığında zaten lafını esirgemedi:
“İşveren sendikacılığı Fransa’dan bile eski diyenler var. Bu, sosyal sigortalar sistemi Selçuklu’da başladı der gibi yarım yamalak okuyanların söyledikleri. İşveren sendikacılığı mevcudiyetini faşizme borçludur. İtalyan faşizmi, Alman nazizmi döneminde işverenler etik kuralların bekçiliğini yapıyor. İşinde kaytarana, oradan buradan yürütene karşı örgütleniyorlar.”
Bir de çoğunluğun işveren olduğu mecliste şunları da söyledi:
“İşverenler korkaktır, devlete bağlıdır.”
Birileri çıkar da “Hem davet ediyoruz, hem de bize hakaret ediyor” der mi diye beklerken, bir dönem ‘işçilerin korkulu rüyası’, toplu iş sözleşmelerinin şahin başkanı Refik Baydur mikrofonu eline aldı:
“İlber hoca, işveren korkaktır dedi. Doğru, siyasetçiye yanaşması da korkaklığından. Biz sendikacılığı işçilerden öğrendik. Onlar inandığı için bu işi yapıyor, işverenler ise profesyonel yöneticiler koyuyor. İşçi sendikalarının hali şu an perişan. İşçi sendikaları gelişmedikçe, işveren sendikaları da büyüyemez.”
Panele katılan işçi sendikaları temsilcileri de sohbetimizde “Refik Baydur günah çıkardı” diyordu.
Danimarka, Norveç, İsveç niye gelişmiş?
Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nın panelinde konuşmacı olan füturist Ufuk Tarhan’ın duvara yansıttığı görüntüyü de aktarmazsam olmaz.
Malum her yıl insani gelişmişlik endeksi yayınlanıyor ve ilk 4’te Norveç, Danimarka, Finlandiya, İsveç yer alıyor.
Ufuk Tarhan, “Bu ülkelerin havadan görüntülerini merak ettim” diye başladı anlatmaya. Sonra 4 ülkenin başkentlerinin manzarasını gösterdi. Bol yeşilli, bol ağaçlı, sokakları, caddeleri cetvelle çizilmiş gibi intizamlı.
Sonra Türkiye’yi temsilen İstanbul’un havadan görüntüsü geldi. Gözünüzün önüne gelmiştir, bina, bina, bina. Yeşilsiz, karmakarışık beton yığınları.